18 Haziran 2008 Çarşamba

Definitely, Maybe, 2008


Will Hayes (Ryan Reynolds) ve kızı Maya (Abigail Breslin) birlikte vakit geçirmektedir. Will eşinden boşanmak üzere olduğu için Maya anne-babasının aşk hikayesini öğrenmek ister. Will ona her şeyi anlatacaktır ama isimleri değiştirerek anlatacak ve annesinin hangisi olduğunu Maya'nın tahmin etmesini isteyecektir. Baba-kız Maya'nın yatağına bir güzel yerleşir.


Hikaye de böyle başlar. Geçmiş zamana gider ve Will'in yaşantısına şahit oluruz. Hikayede 3 kadın vardır. Üçü de birbirinden güzel ve şekerdir : Emily (Elizabeth Banks), Summer (Rachel Weisz) ve April (Isla Fisher).



Will'in hayatına ilk giren Emily olmuştur. Güzel bir ilişkileri varken Will hayallerindeki işi yapmak için New York'a taşınır. Hayallerindeki iş başkan için çalışmaktır! Seçim kampanyasında kahve-çörek getiren adam olarak işe başlar :) (Sonradan farkedildikçe işinde yükselecektir).

Will taşınmadan önce Emily ona, arkadaşı Summer'a ulaştırmak için bir paket verir. Bu arada Emily ile ilişkileri şehirlerarası olarak devam etmektedir. Bir gün Emily Will'e süpriz yapar ve erkenden New York'a gelir. Will'in niyeti Emily'e evlenme teklif etmektir ancak o teklifi yapamadan Emily ona, Will'in eski oda arkadaşıyla birlikte olduğunu söyler. İlişkileri böylece noktalanır.



Will, Emily'nin verdiği paketi Summer'a götürdüğünde de Summer'la tanışır. Böylece Summer'la ilişkileri başlar.



Bütün bunlar olurken iş yerinden arkadaşı April de hep Will'in yanında olmuştur. Will bir Emily'e, bir Summer'a evlenme teklif etmek üzereyken April hep ona hayran hayran bakmış, Will aslında April'i sevdiğini anladığındaysa April Kevin'la görüşmeye başlamıştır.

Bütün hikaye bittiğinde Maya'nın kafası karışır önce. Ama düşündükçe ayrıntılardan annesinin bu hikayedeki 3 kadından hangisi olduğunu anlar (ben söylemeyeceğim size :)) ).



Yine de Maya'nın içi rahatlamamıştır. Babasının mutsuz olduğunu düşünür. Annesinden ayrılıyor olsa da onu annesiyle yeniden birleştirmeye çalışmak yerine Will'in gerçekten sevdiği kadınla tekrar biraraya gelmesi için uğraşır (Bundan sonra gelen cümle, annelerde seçeneği ikiye düşürdüğü için silinmiştir).

Film 2008 yapımı. Tazecik yani :) Harika diyemem ama vakit geçirmek için güzeldi. Tatlı bir filmdi. Filmi Adam Brooks yönetmiş ve IMDB'de 7,5 almış.



Bu arada Ryan Reynolds'u çok severim ben. Üniversite yıllarımda kalan Two
Guys, a Girl and a Pizza Place adlı şeker dizinin baş karakterlerinden biriydi kendisi. 2005'te Just Friends diye yine şeker bir filmde oynamıştı. 2009'da da X-Men serisinde oynayacakmış. Merakla bekliyorum doğrusu.



Summer rolündeki Rachel Weisz'e olan hayranlığından daha önce de bahsetmiştim. Mummy serisiyle tanıdığımız Weisz, daha sonra About a Boy, Constantine, The Constant Gardener, Sunshine, The Fountain, My Blueberry Nights gibi güzel filmlerde boy göstermişti.


April rolünde seyrettiğimiz Isla Fisher'sa dün seyrederken inanılmaz derecede tanıdık geldi. Yakın zamanda seyrettiğim bir filmden biliyor olmam gerekirdi, o kadar emindim kendimden. Ama geçmişine baktığımda 2005 yapımı Wedding Crashers'ta oynadığını gördüm. Daha dün seyretmiş gibi hatırlıyor olamam. Bilen varsa söylesin lütfen, bu kızcağızı yakın zamanda nerede seyretmiş olabilir mi? :)




Emily rolünde seyrettiğimiz Elizabet Banks'ı ise özellikle Slither isimli bilimkurgu filminden tanıyoruz. Aslında bütün Spider-Man serilerinde de oynamış ama oralardan pek hatırlamıyorum sanki :)

Maya rolündeki şeker Abigail Breslin'i ise 2002 yapımı Signs'ta Mel Gibson'ın kızı rolünden tanıyoruz. Daha sonra 2006'da rol aldığı Little Miss Sunshine ile de gönüllerimizi kazandı (o da şeker bir filmdi, tavsiye ederim). Daha sonra da Catherine Zeta-Jones'un yeğeni rolünde No Reservations'da seyretmiştik kendisini. Grey's Anatomy'de bile bir bölümde oynamış! :)

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Maya'nın annesinin kim olduğunu söylememişsin ama kim olmadığını (en azından birini) söylemişsin :) Biraz uzun olması dışında güzel sayılabilecek filmdi. Romantik komedi olmasına rağmen çok sıkılmadan izledim.

cinar dedi ki...

Sildim sildim :)) Teşekkür ederim uyardığın için. Gözünden de hiçbir şey kaçmıyor :) Ben seviyorum romantik komedileri. Esasında film gayet güzeldi, dediğin gibi biraz fazla uzatılmıştı ama senin gibi romantik komedileri çok sevmeyenleri düşünerek vakit geçirmek için güzeldi diye kısıtladım azıcık :)

Sıdıka dedi ki...

Bende dun aksam seyrettim bu filmi Cinar. Ben cok begendim. Ve farkettim ki gercekten icindekileri birine dokmeye baslayinca bazi seylerin farkina varabiliyorsun. iste psikologlar bunun icin varlar. Maya'da bir cesit psikolog oldu. Gerci Maya annesinin tum kirli camasirlarini ogrendi ama neyse artik :) Bende bugun film hakkinda yazacagim islerden vakit bulursam.

Öykücü dedi ki...

Hımm izlenecekler listesine aldım bu filmi de:))

cinar dedi ki...

@ Sıdıka'cım evet okudum senin günlüğünde de. İnsan dışardan bakınca daha net görüyor her şeyi. Mantık bu aslında. Karşısındakine anlattıkça bakış açısını genişletebiliyor sahiden de.

@ Öykücüm seyret, bakalım beğenecek misin :)