30 Aralık 2010 Perşembe

Mutlu yıllar!





Bir önceki yazımdan yanlış bir çıkarım olmasın. Anne-bebek bloglarına karşı değilim. Bilakis annelerin çocukları ve tecrübe sahibi anneleri dinlemek isteyen yeni anneler için harika yazılar yazdıklarını düşünüyorum. Hele çocukları için gerçekten çok güzel anılar bunlar. Ama benim bu blogu yazmamdaki amaç bu değildi. Onun için böyle bir şeye dönüşmesini istemiyorum. Amacım kitaplar ve filmler hakkındaki görüşlerimi paylaşmak ve tavsiyelerde bulunmaktı. Gerçi zaman zaman bunu da değiştirip kendimden de bahsettim. Fena da olmadı aslında, kendimden bahsettikçe, paylaştıkça sizlerle yakınlaştım. Tamamiyle anne-bebek blogu olmasa da ara sıra kendimden bahseder gibi Çınar'dan da bahsederim muhtemelen. Göreceğiz bakalım :)

Yeni yıla girerken umut doluyum diyebilirim. Hayatımda yeni bir güzellik var, kendimden önce her şey onun için güzel olsun istiyorum. Her şeyin en iyisini bulsun istiyorum, o mutlu ve sağlıklı olursa biz de mutlu olacağız nasılsa. Elbette sağlık en birinci dileğim. Hepimiz için sağlıklı yılların başlangıcı olsun, bu yıl isteyenlere bebek, isteyenlere koca, isteyenlere iş versin daha ne diyeyim :)

Bu arada ben 2 ay depresyondaydım ama Badem çok olgun karşıladı her şeyi. Benden çok daha iyi uyum sağladı Çınar'a. Çınar da ayrı bir aşkla bakıyor zaten babasına. O gelince deli oluyor, birlikte oynamaya bayılıyor. Anne meme, baba oyun şeklinde bir durumu var :)

Hamiş : Evet görünürde oğlum bana benzemiyor. Aslında annem benim küçüklüğüme çok benzetiyor ama bebeklik fotoğrafım olmadığı için bu durumu ispatlayamıyorum. Çınar doğduğunda babasının bebeklik fotoğraflarının tıpkısının aynısıydı. Büyüyüp kilo almaya başladıkça ve göz rengi iyice belirginleştikçe anneme çok benzemeye başladı. Şimdi annemi tanımayanlar bana (ben bu kadar güzel değilim elbette), tanımayanlar Badem'e çok benzetiyorlar.

Hamiş 2 : Aysun'cum ben hala bir friend request bekliyorum ama? :)

27 Aralık 2010 Pazartesi

Yeniden..

Hayır burayı bir anne-bebek blogu haline getirmeyeceğim. Ama yazmayalı o kadar uzun zaman oldu ve bu zamanda hayatım o kadar Çınar'dan oluştu ki geçen zaman içinde olanları anlatmak için Çınar'dan bahseden bir yazı yazacağım :)

oğlum neredeyse 6 aylık oldu. İlk 2 ay kabus gibiydi. Ben kendimde değildim resmen. Zaten depresyona girdim. Malum lohusa depresyonu. Girmem heralde diye düşünüyordum doğumdan önce ama Çınar'la girmemek mümkün değildi. Ameliyatım iyi geçmesine rağmen sonrasında çok zorlandım. Epiduralli sezeryan ile doğum yaptım. Sonrasında çok ağrım oldu. Gerçi o da 2-3 gün falan sürdü. Çınar da oldukça zor bir bebekti. 7/24 emmek istiyordu. Emmediği ve uyumadığı zamanlarda bağıra çağıra ağlıyordu sadece. Ömrüm öyle geçecek diye acaip bir karamsarlığa düşmüştüm. 2. aydan sonra biraz biraz oyalanmaya ve aralıksız 10 dakika falan ağlamadan durmaya başlayınca ben de biraz olsun rahatladım.

Şimdi o zamanları unuttum bile. Artık oğlum bizi tanıyor, bize gülüyor hatta kahkahalar atıyor. Eskisini düşündükçe şimdi çok şükür çok rahatız. Yine de zor bir bebek ama o ilk 2 ayı atlattık ya ona şükrediyorum resmen :)

Anlatılacak çok şey var aslında. Belki oğluma ayrı bir blog hazırlarım fırsat bulursam, belki her şey bende kalır. Ama burayı anne-bebek blogu haline getirmeyeceğim. Hem bu arada benim seyrettiğim bir sürü dizi ve film oldu. Onları falan da anlatmam lazım bir ara. Ama şimdilik böyle kısa bir giriş yapayım dedim merak eden sevgili dostlar için. Hepinizi de çok özledim :)

Hamiş : Sevgili Yaşamın Kıyısında, çok haklısınız, fotoğrafsız olmazdı ama bu yazıyı yazıp daha fotoğrafı yükleyemeden Çınar ağlamalarına başlayınca mecburen bilgisayar başından kalkmıştım. Sizin de hatırlatmanızla şimdilik bir fotoğraf yükleyeceğim. Bu fotoğraf 1 Aralık 2010'da çekildi. Yani 5 ayına 2 gün kala diyelim :)