6 Haziran 2008 Cuma

Funny Games U.S., 2007



Ann (Naomi Watts), George (Tim Roth) ve oğulları Georgie (Devon Gearhart) yazlıklarına giderler. Bu arada yolculuk esnasında bir anne, bir baba farklı cd ler koyarak kimin hangi şarkısı olduğunu tahmin etmeye çalışırlar ki bu bizim de eşimle çok yaptığımız bir şey olduğundan çok hoşuma gitti. Tabi onlar da bir de çocuk vardı bu oyundan kendine güzel bir pay çıkarabilecek olan. Neyse geri dönelim konumuza.

Arabalarının arkasında yelkenlileri de vardır. Niyetleri hemen geldikleri gün yelkenliyi suya indirmektir. Bunun için komşuları Thompson'lardan yardım isterler geçerken. Ann ve Gerorge arabadan inmeden, evinin bahçesinde iki kişiyle birlikte duran komşularına seslenerek isterler bu yardımı. Komşularında bir gariplik vardır ama çok önemsemezler.




Aradan biraz zaman geçtikten sonra Ann eve yerleşmeye çalışırken George ve Georgie de kıyıya inip yelkenlinin başına geçmiştir. Georgie ara sıra gelip Ann'den babasının ihtiyacı olan malzemeleri ister. Son gelişinde kapının önünde dikilir kımıldamadan. Kapıda yabancı biri vardır ve uslu bir çocuk olarak annesine bundan bahseder. Kapıdaki, komşularının bahçesindeki iki kişiden biri olan Peter'dır (Brady Corbet). Kendisini hatırlatıp Ann'den komşularının adına 4 adet yumurta ister. Ann yumurtaları verir ancak Peter henüz dışarı çıkamadan 4 yumurtayı da yere düşürerek kırar. Bunun üzerine mutfağa geri gelir ve tekrar yumurta ister. Bu arada Paul (Micheal Pitt) de eve gelmiştir. Peter'ın yaptıklarına bakıp onun adına özür diler.






Paul holdeki golf sopalarını görünce Ann'den onları denemek için izin ister. Ann yumurtalarla uğraşırken istemeden de olsa sopaları kullanabileceğini söyler. Paul işi bitip geri geldiğinde Peter hala evdedir. Ann bu işten sıkılmıştır ve artık evden gitmelerini ister. Ama iki adam da yumurtaları almadan gitmemekte ısrar etmektedir. Ann çıkmalarını defalarca rica etse de bir sonuca ulaşamaz.




Sonunda George da eve gelir. Ann kocasına iki genç adamı evinden çıkarmasını söyler ama adamın ne olduğundan haberi yoktur. Onun için birden kabalık yapıp adamları evden kovmak istemez. Olan biteni öğrenmeye çalışırken Paul'un saygısız cevapları karşısında dayanamaz ve ona tokat atar. Paul de elindeki golf sopasını George'un dizine savurarak adamı yere serer.



Hikaye de bundan sonra başlar aslında. İki genç adam 3 kişilik bu aileyi kendi oyunlarına dahil ederek eve tutsak edecek ve onlara kötü zamanlar yaşatacaktır. Amaçları 3'ünü de öldürmek ve bunu yaparken kendi kendilerine eğlenmektir.




Film 2007 yapımı. Yönetmenliğini önce La Pianiste'den, sonra Cache'den tanıdığımız Micheal Haneke yapmış. Yönetmen daha önce 1997'de Avusturalyalı oyuncularla çekmiş Funny Games'i. Yani 2007 yapımı bu filme şarkılardaki gibi "cover" diyebiliriz sanırım :) 1997 yapımı olanı seyretmiş eşim, güzelmiş, benim bir fikrim yok bu konuda. İlk filmde istediği kitlelere ulaşamamış olsa gerek ki 2007'de Haneke yeniden çekmiş filmi, bu sefer hepimizin bildiği oyuncularla, birebir aynı olarak hem de. Bu filme gelince yönetmenin kesinlikle amacına ulaştığını söyleyebilirim. Film inanılmaz derecede rahatsız edici çünkü. İki adam durduk yerde evinize giriyor ve kendi evleriymişçesine rahatça hareket edip sizi bunaltıyor. Üstelik bir zaman geliyor, siz onların evindeymiş gibi rahat hareket edememeye başlıyorsunuz. Üstüne bir de ölüm korkusu ekleniyor ki işte orda seyrederken bile oturduğunuz yerde zor oturuyorsunuz. Ben acaip derecede rahatsız oldum yani, başka bir şey söylemeye gerek yok sanırım :) Filmin amacı şiddetin rahatsız ediciliğini farkettirmekmiş zaten, çok başarılı...

Naomi Watts son zamanlardaki favorim güzellik konusunda. Filmde de çok güzel, ama bu iki gıcık adam o güzelliği bile silip süpürecek şeyler yapıyorlar kadıncağıza. Mulholland Dr., The Ring 2, King Kong, The Painted Veil (aaaah ah), Eastern Promises daha önce seyrettiğimiz filmlerinden.

Tim Roth usta oyuncu. Bu filmde biraz pısırık bir rolü vardı ki ben en başta sinir olmuştum. Reservoir Dogs, Planet of Apes, Dark Water daha önce seyrettiğimiz filmlerinden.

Micheal Pitt'i ise ben ilk olarak Dawson's Creek'te Jen'e yazılan adam olarak tanıdım. Daha sonra Sandra Bullock'un da yer aldığı Murder By Numbers'ta gördük kendisini. The Village'da da oynamış ama ordan anımsayamadım :)

Hamiş : Film müziği olarak ilk başta anlattığım şarkı tanıma oyunundan Gigli'yi dinletmek isterdim size. Anladığım kadarıyla Benjamino Gigli orda bahsi geçen Gigli. Ama onu ararken şimdi dinlemekte olduğunuz şarkıyı çok eğlenceli buldum ve hazır başka bir Gigli bulmuşken içinde oyun geçen bu filme de uygundur diye düşündüm :)

6 yorum:

KOZA dedi ki...

Peki sonunda ne oldu? Kurtulabildiler mi adamlarin elinden?

Ayrica bence saat 22:00 dan sonra su icme sen , ya olur da gece uyanirsan:)))

cinar dedi ki...

Üçü de öldüler Koza'cım. Üçü de değişik şekillerde. Bu iki gıcık da ev ev dolanıp yeni kurbanlar aramaya devam ettiler.

Korkmadım filmden be :) Ama birimiz tuvalet için uyandığında diğerimiz de uyanıyor genelde, Korkacak bir şey yok yani :))

7.oda dedi ki...

ben filmin ilk versiyonunu izlemiştim. ve kesinlikle çok iyiyidi. bunu da izleyeceğim :)

cinar dedi ki...

Aslında ilkini de seyretmek lazım tabi. Oyunculardan başka bir fark yokmuş, seyredenler öyle diyor. O yüzden acelesi yok diye düşünüyorum :)

Adsız dedi ki...

İlk filmdeki oyuncular Avusturalya değil de Avusturyalı olacak sanırım, tam emin değilim ama. Benim gibi, şiddeti tüketmeyi sevenler için sorgulayıcı bi film. 1997 yapımındaki çocuklar sanki biraz daha rahatsız ediciydi. Artık yeni divx oynatıcımız gelince bir karşılaştırırız :)

Vladimir dedi ki...

İlkini izlemiştim, ikincisini de bu hafta sonu istanbuldan edinip izledim. sinema dili olarak fark göremedim. aynı rahatsızlık ve gerilimi yaratıyor. BU arada Naomi Watts da yeniden çevrimler kraliçesi oldu diyebiliriz nasıl mı? Ring, Ring2, King Kong, Funny Games hepsi yeniden çevrim. Ve üstelik yeniden çevrimler genelde tutmazken bu kadının oynadıkları sinemaseverlerin de eleştirmenlerin de beğenisini kazanıyor.