25 Mart 2008 Salı

Orfanato, El

Alın size bir film daha. Korku filmi seyredelim diyerek koltuklara yayıldığımızda gerilmeye başlamıştım bile..


Laura (Bêlen Rueda) bir yetimhanede büyümüş ve 7 yaşındayken ordan ayrılmıştır. Yıllar sonra eşi Carlos (Fernando Cayo) ile birlikte büyüdüğü yetimhaneyi alıp bakımevi haline getirmek ister. Evlat edindiği oğlu Simôn (Roger Prîncep) ile birlikte 6 engelli çocuğa bakabileceğini düşünerek odaları hazırlamaya başlar. Ancak zaman içinde garip şeyler olmaya başlar.

Simôn hastadır. Hep hayali arkadaşları olmuştur. Yeni evlerine taşındıklarında Laura ve Carlos, Simôn'un hayali arkadaşlarını eski evlerinde bıraktığını düşünerek rahat edeceklerini sanırlar ama Simôn burda da yeni arkadaşlar bulmuştur üstelik onlarla oyun oynar. Hayali arkadaşları en değerli şeyini alıp onu saklarlar ve bıraktıkları ipuçlarıyla Simôn onu bulmaya çalışır, bulduğu zaman da bir dilek hakkı olacaktır. Annesini inandırmak için oyunu birlikte oynarlar ve Simôn'un paralarını bulurlar. Laura her şeyi Simôn'un ayarladığını düşünür ama gerçek bu değildir.


Evin tadilat işleri bitip de her şey hazır olunca gelecek çocuklar için bir hoşgeldin partisi hazırlanır. Bu partide Laura çuval maskesi takan bir çocuk tarafından banyoya kilitlenir. Carlos onu bulduğunda şaşkınlık içindedir ve ne olduğunu anlamaz. Laura ürkmüştür ve daha önce arkadaşlarından birinin evini göstermek için kendisini çağıran Simôn'a hayır cevabini verdiği için pişmanlık duyarak Simôn'un odasına gider. Ancak Simôn orda değildir. Bütün gün arasalar da Simôn'u bulamazlar.
Aradan 6 ay geçmiştir. Simôn hala ortada yoktur. Laura görüştüğü kişilerden sonra evine medyum çağırmaya karar verir. Medyum Aurora (Geraldine Chaplin) ve arkadaşları sistemi kurup evi araştırmaya başlar. Aurora evde 5 çocuğun olduğunu söyler. Laura'nın hazırladığı odada ağlamaktadırlar.
Carlos bu kadar gerilime dayanamaz ve evi terketmek ister. Ama Laura hala oğlunun öldüğüne inanmamaktadır ve onu bulmadan evden ayrılmak istemez. Carlos'tan ona 2 gün vermesini ister. Carlos evden ayrıldığında Laura çocuk odasındaki bütün eşyaları eski hallerindeki gibi düzenler. Eski dolaplardan önlük bulup onu da giyer ve çocuklarla oyun oynamak için hazırlanır.

Eski günlerdeki gibi saymaya başlar : "1, 2, 3 gel beni dürt (Türkçesi bu şekilde olmamalı be :)" şeklindeki dizeleri söylemeye başlar. Önceleri arkası boştur ama saymaya devam ettikçe arkasında sıra sıra çocuklar belirmeye başlar.
Laura çocuklardan birini takip ederek evin içinde daha önce gitmediği yerlere gider ve Simôn'u bulur. Ama belki de Simôn onu bulmuştur..
Simôn rolündeki Roger Prîncep acaip şeker bir çocuktu. Boncuk gibi gözleri, uzun uzun kirpikleri vardı ki bayıldım kendisine :)
Filmde de çok gerildim doğruyu söylemek gerekirse. Bazı sahnelerde gözümü bile kapattım. Ondan sonra da bu ben miyim diye düşündüm kendi kendime :) Eskisi gibi korkunç şeyler seyredemiyorum artık.
Gerilmek isteyenlere bu filmi öneririm. İyi seyirler!
Hamiş: Bu filmle ilgili bir şarkı bulamadığım için Donnie Darko'nun o muhteşem film müziklerinden biriyle başbaşa bırakıyorum sizi..

4 yorum:

Sıdıka dedi ki...

Sevdim ben bu filmi :)
En kisa zamanda seyretmem lazim.

Esra :) - kadincablog.blogspot.com dedi ki...

çok fazla korku filmi seyretmem ama açıkcası bu filmi merak ettimç.

Vladimir dedi ki...

bu da kesinlikle görmek istediğim filmlerden...

Guillermo Del Torro'nun (ingilizce adını biliyorum sadece)"devil's backbone" filmini kesinlikle öneriyorum. iç savaş zamanında ispanyada bir yetimhanede geçen film... pan ın labirenti havasında...

cinar dedi ki...

@ Sıdıka özellikle son kısmı çok iyiydi bence. Tavsiye ederim, ama ben yalnız seyredemezdim onu da söyleyeyim :)

@ Esra, benim için korku filmi ruhlarla eşit olduğu için korkutucu geldi bana. Belki de korkmazsın sen.

@ Vladimir ben Pan'ın labirentini de çok sevmiştim, bahsettiğin filmi bilmiyordum ama bulup seyretmeye çalışacağım. Teşekkürler.