11 Ağustos 2008 Pazartesi

Nerelerdeyim? :)

Geçen hafta hayırlı bir iş için Ankara'ya gittik. Aslında bir yandan biliyorduk bir yandan da apar topar oldu her şey.

Eşimin ablası 2-3 hafta kadar önce evlenmeye karar verdiğini haber verdi bize. O zamana kadar sevgilisi olduğunu bile bilmiyorduk. Orası ayrı bir yazı konusu.

Haberi öğrendiğimizde kayınvalidemlerle falan da görüşerek benim bir iki gün öncesinden giderek yardımcı olmama karar verildi (ben teklif ettim zaten bu yardımı, onlar da çok sevindiler). Dolayısıyla çarşamba iş çıkışı otobüse binerek Ankara'ya gittim eşimin ananesi, teyzesi ve kuzeniyle (ha bu arada bütün bu hazırlıklar isteme günü için, düğün ekimde olacakmış).

Ankara'ya indiğimizde bir süprizle karşılaştık. Onu söylemeden şu ayrıntıyı da atlamak istemem. Biz önden gidecektik, eşimse arabamızla cuma günü iş çıkışı gelecekti. Eşyalar falan bize eziyet olmasın diye 2 gün içinde lazım olmayacak olanları ayrı valizlere koyarak kendi arabamıza yüklemeye karar verdik. Bunun için eşimle salı akşamı anane, teyze olmak üzere evleri gezerek valizleri topladık. Çarşamba günü garajlarda valiz kalabalığıyla karşılaşınca şaşırdım o yüzden :) Ben de aynı planı uyguladığımdan bir el çantam bir de minik sırt çantam dışında bir şey götürmedim otobüse. Diğer kadınlarınsa toplam 8 (yazı ile tamı tamına sekiz) valiz-çantası vardı, el çantaları hariç.

Neyse, işte bu valiz kalabalığıyla Ankara'ya ulaşıp taksiye tıkıştırdıktan sonra taksi zor bela harekete geçti ve dakikası dolmadan durdu. Bir trafik bir trafik sormayın. Aşti'den çıkamıyoruz bir türlü. Meğer bomba ihbarı olmuş. Dakika bir gol bir durumu.

Bekle bekle vakit geçmiyor. Şoför amcam da sağolsun herhalde pek yolcusu olmuyor, dolayısıyla konuşacak imkan bulamıyor yolcularla misali, konuştukça konuştu bizimle. Polisler geldi, bomba imha ekipleri geldi ve bom! Patlattılar bomba şüphesi olan "şey"i. Şey diyorum çünkü biz ne olduğunu göremedik. Büyük ihtimalle başıboş poşet falandır. Sahici mi yalancı mı anlayamadan yolumuz açıldı ve evimize ulaştık.

Kayınvalidemler Ankara'da oturuyor. Görümcemse İstanbul'da. O da yoldan geleceği için ilk gün ve ikinci gün aile saadeti yaşasınlar, konuşacakları falan vardır diye ben buradan birlikte yola çıktığımız teyze ve kuzenin evinde kalmaya karar verdim. Zaten bombanın da patlamasını falan beklerken saat 1 olmuştu.

Ertesi gün Tunalı'da görümcemle buluşup onun kalan birkaç işini hallettik. Cuma günüyse ailenin diğer fertleriyle buluşarak daha önce fotoğrafını bile görmediğimiz damat adayıyla tanıştık.

Cumartesi günü de görümcemin ve damat adayının üstün çalışmaları sonucunda hazırladıkları aile yemeğine katıldık. Her şey çok güzeldi gerçekten de. Ayrıntılarla güzelleşen bir gece oldu. Tabi bu ayrıntılar sayesinde şaşırtıcı gerçeklerin de farkına varmış oldum. Mesela bu damat adayının 2 senedir görümcemle ilişkisi olduğunu öğrendim ki en çok buna şaşırdım.

Neyse, yemekler de mekan da, gelin-damat adayları da çok güzeldi. Ben başından beri, kursa da gitmemizden ötürü, fotoğrafçılardan biri olacaktım. Daha önce bahsetmiştim de bu görevden. Evden çıkış, kuaföre gidiş, saç-makyaj derken hiçbir ayrıntıyı kaçırmamaya çalıştım. Eşim bizim makineyle, bense onların makinesiyle çektiğim için başarımın derecesinden pek emin değilim :) En azından çekilen fotoğraf sayısından çok çabaladığım belli olacaktır diye düşünüyorum :)

Bu arada Ankara'daki samimi arkadaşlarımızdan Ayça ve Selim'in bebek beklediklerini öğrendik :) Bir bebek haberine bu kadar sevinebileceğim aklıma gelmemişti daha önce. Demek sevdiklerinin başına gelince kendinin olmuş kadar sevinebiliyormuş insan :) Tekrar tebrik ediyorum bombi ailesini :)

Bir de yolda giderken Beni Asla Bırakma'yı bitirdim ve çok beğendim. En kısa zamanda bahsedeceğim. Dün de Unforgiven'ı seyrettik (ben son yarım saatinde uyudum! ama çok yorgundum :( bugün bitireceğim. Sonra onu da yazarım :)

Merak eden herkese çok teşekkür ederim :)

8 yorum:

sessiz balik dedi ki...

hayırlı uğurlu olsun diyelim o zaman çınar :)
perşembe günübirlik ankaraya gitmiştim ben de Tunalıda karşılaşmış olabiliriz :)

cinar dedi ki...

Sağolasın Sessiz Balık'çım.
Hadi ya, bak keşke de yazsaymışım daha önce. Belki bir yerde oturup kahve falan içebilirdik yahu :(

KOZA dedi ki...

Ekim'i mi beklyoruz bu durumda :)))))))

Kavuşmamıızzz yar ne zamannnn yar ne zamaaaan....

Esra :) - kadincablog.blogspot.com dedi ki...

hayırlı olsun çınar'cım :)

cakiltasi dedi ki...

sizden habersiz bir damat adayı varmış demek desene:) hayırlı olsun çınarım.
öptüm çok

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Hayırlı olsun o zaman. Lakin görümceni çok takdir ettim. Nasıl da son dakika golü atmış size.:)

Bavullardan nefret ediyorum. Bir sırt çantasına bütün ihtiyaçlarımı sığdırabilirim, tabii kısa geziler için.

Bebiş de hayırlı olsun. Darısı başınıza inşallah.

Sevgiler canım...

Sıdıka dedi ki...

Hayirli ugurlu olsun Cinar. Allah mesut etsin.
Kendisinin bunca zamandir neden bu iliskiyi sakladigini tahmin edebiliyorum. Bu isler ortaliga ciktiktan hemen sonra baskilar basliyor ne zaman evleneceksiniz hadi diye. Cok akillilik etmis bence soylememekte :) Sonu da iyi olmus, cok sevindim. Allah tamamina erdirsin :)

cinar dedi ki...

@ Koza'cım evet bu sefer olmadı ama bir dahakine görüşeceğiz umarım :)

@ Teşekkür ederiz Esra'cım (:

@ Sağolasın Çakıl'ım. Yorum yok :))

@ Tercih meselesi İnce Gül'cüm. Benim tercih etmeyeceğim bir durum bu. En azından ailem için.

@ Dediklerinde haklı olabilirsin Sıdıka'cım. Ama söz konusu aile olunca bence insan açık olmalı. En azından baskı yapmayacağına emin olduğu kardeşleri için. İyi dileklerin için teşekkür ederiz. Darısı başına :)