23 Temmuz 2008 Çarşamba

Tatilimize başlarken

Gelelim tatilimize.





Cuma günü işten erken ayrılarak yola çıktık. Rotamız Ayvalık, Datça, Kaş ve Olimpos şeklinde olacaktı. Badem'in ailesinin yazlığı var Ayvalık Altınova'da. Site içinde, bahçesinde güller olan, denize yürüyüş mesafesinde (yaklaşık 2-3 dakika) hoş bir yer. Gece ulaştık Ayvalık'a, ben yemek bile yemeden yatıp uyudum hatırladığım kadarıyla :)



Ertesi gün için plan sabahın erken saatlerinde kalkarak denize girmek, sıcakta şöyle bir rahatlamak ve sonrasında eve gelip kahvaltı hazırlamaktı. Bunu en çok isteyen de bütün seneyi deniz deniiiiiz diye sayıklayarak geçiren Badem'di. Ama saat gelince uykuyu tercih etti yine, biz de kayınvalidem ile denize gittik. Deniz o kadar soğuktu ki girmeye imkan yoktu. Resmen buzlu suydu o saatlerde. Buzullar erimiş ve buraya kadar gelmiş diye düşünmeden edemedim o an. Tabi biz denize giremeyince eve geri dönerek kahvaltımızı hazırladık. Sonra Badem'in de arkadaşlarıyla buluştuk. Akşam için kayınvalidemle birlikte hazırladığımız enfes yemek masası ile o günü tamamladık ve ertesi sabah kahvaltıdan hemen sonra yola çıktık.

Datça'ya giderken Gökova'nın nefis manzarasını seyrettik. Daha önce orada da kalmıştık. Gökova da çok güzel bir yer. Biz Yücelen Otel'de konaklamıştık, düşünen varsa tavsiye ederim.



Gün batımının harika kızıllığında sonunda Datça'ya ulaştık. Önceki gidişimizde merkezdeki öğretmenevi'nde konaklamıştık. Ulaşım kolay olduğu için orası da güzeldi ama Datça'nın içinde deniz çok da harika değil.



Bir sürü "bük" var orada. Palamutbükü en çok sevdiklerimizden. Deniz için geçen sefer de Palamutbükü'ne giderek hayran kalmıştık oraya. Bir dahaki gidişimiz için de oradaki pansiyonları gözümüze kestirmiştik. Gördüğümüz en güzel denizlerden biri orada çünkü. Berrak, serinletici sular, kumsal, esinti desem yeterli olur sanırım.



Bizim nerede kalacağımız belli olmadığından çantamızı alıp çıktık. Siz de Palamutbükü'nü seçecekseniz Aylin Ağaç Evleri var. Dış görünüşü çok hoştu. Orayı tavsiye edebilirim. Hemen hemen hepsi aynı yok üzerinde zaten. Yani hepsi de denize 10 adım uzaklığında, harika deniz kıyısında pansiyonlar. Oda kahvaltı şeklinde çalışıyorlar. Sorduklarımızın hepsinde kişi başı 45 YTL idi. Biz de görüntü itibariyle diğerlerine nazaran (Aylin'den sonra) daha iyi olan Ceylan Otel'i seçtik.





Palamutbükü'ne gitmeden önce Badem her zamanki gibi hazırlığını yapmıştı. Neresi ünlüdür, nereleri gezmek lazım, nerede yemek lazım gibi bir liste oluşturmuştu rotamızla ilgili. Hal böyle olunca Nostalgia Cafe'ye gitmek lazımdı. Biz de gittik :) Can Yücel'in de köşesi bulunan iç taraftaki masalardan biri yerine deniz kenarında püfürdeyen masaları tercih ettik ve leziz balıklarını tattık.



Bol bol yüzdük, dinlendik ve Kaş'a doğru yola çıktık. Kaş'tan önce Kalkan çıktı karşımıza. Küçük bir koy, yamaca yerleştirilmiş beyaz- krem rengindeki modern yazlıklar, şehrin hemen dibindeki turkuaz rengi denizle bütünleşen süper manzaralı bir yer Kalkan. Tabi onun da fotoğrafını çektik sizler için :)

Kalkan'dan Kaş'a giderken Akdeniz'de hep olduğu gibi dağ bayır aşmak gerekiyordu. Bu bayırlardan birinde, yine Badem'in listesi üzerine, Adem'in (Adam'ın) Yeri'ne uğrayıp ev mantısını yedik.

Ooooooof bu internet beni deli edecek. İkide bir kapanıyor sayfa. Bereket ki taslaklara kaydediyor yazıyı da bana yine de sinir geliyor. Ben yazdığım kadarını yayınlaya basacağım bu durumda. Ama yazacağım şeyler de var daha. Yazının bittiğini anlamanız için sonuna "Tamamdır, bitti" diye yazarım anlaştık mı? :)

Yok yok internete daha fazla dayanamayacağım ben. Uygun olduğu bir zaman yeni bir yazıyla devam edeceğim. Bu yazıya burada nokta koyuyorum o zaman. Kaş ve sonrası bir sonraki yazımda olacak :)

Hamiş : Fotoğraflar kaliteli olsun diye büyük boyutlu. Yüklemek de epey zaman alıyor bu yüzden. Evde küçük boyutla kaydetmesini sağlayan bir program var. Ama şimdilik, iş yerindeki imkanlarla bu kadarını yükleyebildim. Devamı için umutluyum :)

5 yorum:

uzun bacak dedi ki...

Ohhhh sonunda birazcık yazdın Çınar'cım:)) Geçen akşam sizin tatilin ayrıntılarını alamamıştım. Bu yazıyı okurken çok mutlu oldum ama yarım kaldı. Bugün yazarsın belki devamını ;)))

Palamutbükü çok güzel görünüyor. Sizden aldığımız iyi tatil tavsiyelerinden biri daha olacak sanırım.

muck

sessiz balik dedi ki...

tatil için oldukça uzun yolculuklar yapmışsınız çınar , gerçekten sizi tebrik ederim .ben de kendimizi yolculuk yaptı sanıyordum sizin rotanın yanında hiç kalır :)

palamutbükü'nde denizde ayaklarını çektiğin foto süper olmuş ve bu denizde yüzülür diyor ,bu da bize önümüzdeki süreç için hoş bir tatil tavsiyesi

devamını 4gözle bekleyiruz

Benim Hayatim dedi ki...

Kardeşim ve eşi balayı için Can Yücel'in şiirden yola çıkarak Datça'ya gitmişti :) Fotolar süperdi. Seninkilere de bayıldım. İnsanı çağırıyor adeta :)

cakiltasi dedi ki...

hoşgelmişsiniz çınarım. resimler pek güzel. iyi ki deniz var şu hayatta. denize girmenin nasıl bir şey olduğunu bilmeden yaşamak benim için yaşamak olmazdı heralde:) o kadar çok seviyorum. hele girilmesi keyifli sulara.
tatil maceralarınızın devamını bekliyorum.
öptüm çok.

Vladimir dedi ki...

Dinlendirici bir tatil olmuş anlaşılan, Altınova ve Ayvalığı çok severim, birer günlük ziyaretlerim oldu hep oralara. Huzur verici sakin yerler. Palamutbükü'nü çok merak ettim. Yazının devamını merakla bekliyorum. BU arada bugüm internette bir yavaşlık söz konusu.