27 Mayıs 2008 Salı

Indiana Jones : Raiders of the Lost Ark


Yakışıklı arkeologumuz Dr. İndiana Jones (Harrison Ford, gençliğinin ve yakışıklılığının zirvesindeyken) dersini anlatırken Dr. Marcus (Denholm Elliott) sınıfa girer. Tam da o anda zil çalar ve öğrenciler dışarı çıktıktan sonra Marcus ağzındaki baklayı çıkarıverir.



Kayıp sandık tekrar gün yüzüne çıkmış ve aranmaya başlamıştır. Kötü kimselerin eline geçmeden önce İndiana'nın onu bulması gerekmektedir. İndiana bu görevi üstlenir ve daha önce bildiklerinden yola çıkarak Marion Ravenwood'a (Karen Ellen) gider. Marion'la daha önceden bir münasebetleri olmuş ve İndi onu bırakıp gitmek zorunda kalmıştır. Bu yüzden Marion ona kızgındır ve istediği şeyi vermemek için direnir. İndiana'yı sonra gelmesi için yolladıktan sonra Belloq'un (Paul Freeman) adamları da Marion'un yerine gelir ve İndi'nin aradığı altın madalyonu almak isterler. Marion İndi'ye bile vermediği madalyonu elbette kötü adamlara vermeyecektir ama adamlar onu esir alır. Tam da bu noktada kamçılı kahramanımız İndi sahneye çıkar ve Marion'u kurtarır. Böylece Marion da madalyonuyla birlikte kayıp sandığı aramak için İndi'yle yola çıkar.



Belloq İndiana'dan önce Kahire'ye gitmiş ve kazılara başlamıştır. Ama onun elindeki bilgilere göre sandığın yerini belirleyecek asanın boyu uzundur (şimdik efendim madalyon bu asanın ucuna takılıp mabede inildiğinde belli yer ve belli zamanda güneşe doğru tutulduğunda güneş ışıkları madalyondan geçip minyatür Kahire'de bir noktayı işaret edecektir, işte sandık da orada gömülüdür). Madalyon İndiana'da olduğu için o, üzerindeki yazıları okuyup asanın asıl boyutunu öğrenmiştir ve doğru yeri kazmaya başlar. Sonunda sandığı da bulur.


Ama Belloq İndi'nin sandığı bulduğunu görür ve sandığı kendi alarak İndi ve Marion'u mabede kapatır. Mabedin içi İndi'nin hiç haz etmediği yılanlarla doludur. Önce burdan kaçması ve sonra da sandığı yakalaması gerekir. Kamçılı kahramanımız elbette bütün engelleri aşacak ve sandığa kavuşacaktır.


Yıllar önce defalarca seyretmiş olduğum bu filmi tekrar seyretmek çok iyi geldi. Bazı sahneler çok komikti. Ben zaten kahramanın komiğini severim :) Örümcekadam (filmdeki değil çizgiromandaki hali) da buna güzel bir örnektir. Kahraman sayılmaz ama Lost'taki Sawyer'ı (Josh Hollaway) sevmemin asıl sebebi de budur :)

4. bölümü çıkan İndiana Jones'un ilk bölümlerini seyretmeden son bölümü seyretmemenizi öneririm. İlk filmler ganimet resmen :)

2 yorum:

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] dedi ki...

Ben sonuncuyu beğenmedim. İlklerini de ilk seyrettiğim zamanlar daha fazla beğenmiştim aslında. Zamandan mıdır acep?:)

Umarım ev hayaliniz hayırlısıyla gerçeğe dönüşür. Yalnız annenin pişirdiği yemeklerle, misafir ağırlamak pek hoş olmuştur doğrusu. Hazıra konmak diye de buna derim ben.:)

cinar dedi ki...

Zamanla da alakası var elbet, eskiden daha heyecanla seyrettiğim çoğu filmi şimdiki teknolojik filmler yanında yüzümde kocaman bir gülümsemeyle seyrediyorum, ama yine çok severek :))

Umarım gerçek olur, şöyle bahçe içinde müstakil olanından :)

4 çeşit vardı ya, 2ciğini annecim yaptı işte, diğer 2ciğini ben kendim yaptım, vallahi :)