29 Nisan 2008 Salı

Sobe : Kitap sevgim

Sevgili Serap ve Öykücüm sobelemişler beni. Bahsedecek çok şey var. O yüzden hemen yazmaya başlayayım :)

Okumak yalnız olsam da, kalabalıkta olsam da (mesela otobüste), mutlu olsam da, sıkkın olsam da, aç olsam da, tok olsam da, yani her daim yapmaktan en çok zevk aldığım alışkanlıklarımdan biridir. Kendimi bildim bileli okurum..

Kendime bir kütüphane oluşturma hevesine de yıllar önce başladım. Kocaman bir evim olsun, en büyük odası kütüphane olsun, kütüphanemde okumaktan zevk aldığım değerli kitaplarım olsun, çocuğum olduğunda bu kitapları o da sevsin, her istediği kitaba ulaşabilsin isterdim. Hala da isterim :) Kocaman bir evimiz olmasa da odalardan birinin bir duvarında koca bir kitaplığımız var bütün kitaplarımızı sığdıramadığımız. Kitaplığımız daha fazlasını almasa da biz kitap almaya devam ediyoruz :) Henüz okumadığım bir sürü kitabım var bu kitaplıkta. Okumamış olmak bana sıkıntı vermiyor, askine elimi attığımda okunmamış bir kitapla karşılaşacağım duygusu bana güven ve mutluluk veriyor. İşte bu yüzden merak ettiğim kitapları almaya devam ediyorum.

Kitap konusunda özel bir tercihim yok. Korku-gerilim, macera, romantik ne olursa okurum. Ama yazar olarak özellikle Reşat Nuri Güntekin'e hayranım. Birçok kitabını okumuş olsam da sırf görüntü güzel olsun bütün kitaplarını yeniden aldım ve kütüphanedeki alfabetik sırasına dizdim. Eski basımlarınınsa çoğunu dağıttım. Okumamış olduklarımı bilerek bekletiyorum hemen tüketmemek için.

Kitaplarım benim için gerçekten çok önemlidir, borç olarak okumaya versem de okunur okunmaz geri isterim. Ben başkasından okuduysam da geri vermek istemem :) O yüzden bookcrossing olarak bilinen şeye karşıyım :) Aslında herkes her kitabı okusun, mantık olarak çok güzel ama ben okuyup da çok sevdiğim bir kitabı geri vermeye kıyamam. Her an elimin altında olsun isterim. O yüzden borç alıp okuduğum birçok kitabı daha sonradan kendim de alıp kütüphaneme koymuşumdur. Reşat Nuri Güntekin kitaplarının hepsini sevmekle birlikte "Bir Kadın Düşmanı" ve "Çalıkuşu"nun bendeki yerleri ayrıdır. Okumayan varsa şiddetle tavsiye ederim.

Yakup Kadri'nin Yaban'ı, Charlotte Bronte'un Jane Eyre'ı, Funda Kalaycıoğlu'nun Nüveyre'si, Tolstoy'un Anna Karenina'sı derin izler bırakarak geçmiştir kütüphanemden (geçti derken hala raflarda mevcut).

Onların dışında Yüzüklerin Efendisi serisi ile J.R.R. Tolkien, Harry Potter serisi ile J. K. Rowling bana ve eminim tüm okuyanlara farklı dünyalar açmasıyla damağımda farklı tat bırakan kitaplar arasındadır.

Jeffrey Archer, Amin Maalouf, İhsan Oktay Anar, Maeve Binchy de yazım tarzlarıyla beğenimi kazanmış ve yazdıkları bütün kitaplarla kütüphanemdeki yerlerini almışlardır.

Yine de kitap deyince aklıma ilk gelenler taa ilkokul çağında okuyup okuyup doyamadığım Voltaire'in Saf Çocuk'u, Charles Dickens'ın David Copperfield'ı ve Gülten Dayıoğlu'nun o müthiş çocuk kitaplarıdır. Bana okumayı sevdiren bu kitaplar olmuştur çünkü..

Kitap okurken kitabın zarar gömemesine özen gösteririm, bu yüzden herkese borç kitap vermem. Verdiklerimden de benim gibi özenle okumasını beklerim. Kitap okurken arasına gerçek bir resimde gördüğüm gibi terlik (!!), bıçak gibi nesneler koymam, sayfasını bükmem, arasından ayırıp ters çevirmem. Her kitabı farklı bir kitap ayracıyla okur, ayraçların arkasına hangi kitabı hangi tarihte okuduğumu yazarım. Ayraç seçimimi kitabın kapağıyla uygun olarak yapmaya çalışırım. Aradan aylar hatta yıllar geçip de aynı ayracı seçip arkasına baktığımda daha önce okuduğum kitapları anımsar kendi kendime mutlu olurum :)

1993'ten beri okuduğum her kitabın listesini tutarım. Bütün kitapları alfabetik olarak kitaplığa dizerim. En çok yolculukta ve yazın kitap okurum. Ama bunun haricindeki zamanlarda da her an kitap okuyabilecekmişim gibi kitaplarımı yanımda gezdiririm. Öykücüm gibi çantamda, yatağımın başında, tuvalete giderken sürekli benimle gezen bir kitabım mevcuttur :)

Çevremdeki insanlar kitap okudukça kendim okumuş gibi sevinirim. Çevremdekileri kitap okumaları için teşvik eder, gerekirse değerli kütüphanemden borç kitaplar bile veririm :)

Bir gün herkesin indirimli .. ler yerine indirimli kitapları merakla beklemesini umut ederek sobemi tamamlıyor ve topu aramıza yeni katılan sevgili dostum Uzunbacak'a, içindeki yorgunluğu ve karamsarlığı atıp yeniden yazmaya başlaması için canım Çakılcıma ve neler yazacağını merakla beklediğim Tubikko'ya atıyorum.

7 yorum:

TuBiKKo dedi ki...

oooo sobelenmişim hem de ne kadar güzel bir konuda :) bu akşam yazacağım umarım bi aksilik çıkmazsa :) teşekkür ederim çınarcım;bu güzel konuda beni sobelediğin için :)

cinar dedi ki...

Heyecanla bekliyorum Tubikkocum :)

uzun bacak dedi ki...

İlk defa sobelendim, ne güzel... En kısa zamanda yazacağım canımcım. Yazını zevkle okudum. Kitaplarından en çok ödünç alan da benimdir heralde. Senin geniş arşivinden yararlanmak büyük bir şans :)) Teşekkürler çınarcım...

cakiltasi dedi ki...

çınarım sobe yazımı hiç bekletmeden yazdım :) pek sevdiğim bi konu oldu bu. öptüm çok

cinar dedi ki...

@ Uzunbacak'ım sana faydam dokunuyorsa ne mutlu bana :) Ben de senin yazını zevkle okudum, yorumda da yazdım zaten, kendi yorumlarıma cevap yazmayı unutmuşum lakin :))

@ Çakılım seninkini de çok beğenerek okudum her zamanki gibi. Ben de çok sevdim bu konuyu. İnsanın içi açılıyor vallahi :) Ben de kocaman öptüm.

SERAP dedi ki...

Çınarcım,yazılarını tekrar tekrar okuyorum,sonra kendimi nedense yorum yapmış zannediyorum ama bir bakıyorum bu yazıdaki yapmamışım.Affola.
Ayraç tutkuna hayran kaldım bilesin,bende de ayraçlar önemlidir ama nedense asla senin kadar özenli olamadım.93'ten beri liste tutabilmene ise diyecek birşey bulamıyorum.Bir gün o listeyide görmek isterim.Sevgiyle kal.

cinar dedi ki...

Serapçım teşekkür ederim. O dediğin bazen bana da oluyor :) Genelde yazmaya çalışsam da araya bir iş girdi mi yazdım gibi gelebiliyor bazen. 93 ten beri tutuyorum ama sizlerinki gibi yüksek rakamlarda değildir listemin sonu. Bir gün yayınlarım belki :)
Öpüyorum seni.