19 Mart 2008 Çarşamba

The Mist


Gelelim Pazar günü seyrettiğimiz filme. The Mist.

Sisle ilgili bir sürü film çekildi, bir sürü kitap yazıldı sanırım. Bu da Stephen King'in aynı isimli romanından olma bir film.

David rolündeki Thomas Jane'i bir sürü filmden biliyoruz. Deep Blue Sea ve Face Off aklıma gelenlerden ikisi. Filmde gıcık, psikopat Mrs. Carmody rolündeki Marcia Gay Harden'i ise çok tanıdık bulmama rağmen hangi filmlerden bildiğimi bir türlü hatırlayamadım. Ufak bir araştırma sonucunda epeyce kalabalık bir film geçmişine sahip olduğunu gördüm ve aslına bakarsanız Mona Lisa Smile ve Mystic River'da oynadığını görünce hafızama göz kırptım(!) :) .

Amanda rolünde (ama filmde ismi hiç geçmiyor, onu David'in oğluna göz kulak olan hoş sarışın bayan olarak tanıyoruz) oynayan Laurie Holden'ı ise en son seyrettiğimiz Silent Hill filminden biliyoruz. Aslına bakarsanız daha birçok filmi var. Filmi seyrederseniz o da çok tanıdık gelecektir size. X-Files, Majestik, Fantastic Four aklımda kalanlardan..

Neyse filmimizin konusuna gelirsek, David ve oğlu Billy önceki geceki fırtınadan yıkılan ağacın kırdığı camlarını tamir etmek için şehre iniyorlar. Bu arada David'in karısı evde yalnız kalır.


David ve Billy markete girdiklerinde etrafa birden sis basar. İnsanlar önce şaşırsa da sisin içinden yüzü gözü kan içinde koşarak çıkan Dan'i (Jeffrey DeMunn) görünce korkarlar.
Dan sisin içinden bir "şey"in çıkarak arkadaşını yakaladığını söyler ama kimseyi buna inandıramaz. Yine de kapılar kapatılır. Bu arada her ihtimale karşı dışarı çıkmama kararı alan market halkı :) markete yerleşmeye çalışırken bir sarsıntı olur ve her şey yıkılır. David ve birkaç adam arka taraftaki depoya gidip sarsıntıdan kesilen elektriğe çözüm bulmaya çalışır. Dışarı çıkıp jeneratör kablolarını düzeltmek isteyen Norm'u (Chris Owen) dokunaçları olan bir şeyin çektiğini görünce bir yandan Norm'u çekmeye çalışırlarken bir yandan da yaratığın diğer dokunaçlarından kurtulup kapıyı kapatmaya çalışırlar.


Gördüklerini markettekilere anlatır ama yine de inandıramazlar. Bu arada Mrs. Carmody dinle kafayı bozmuştur. Her şeyin Tanrı tarafından yapıldığını, Tanrı'nın kendilerini cezalandırdığını söyler. Zaman içinde kendisine inanan bir grup da toplar üstelik. Bir ara öyle bir zıvanadan çıkarlar ki Tanrı'nın kan istediğini bunun için Billy'i kurban etmek gerektiğini söylerek çocuğu tutup dışarı atmaya çalışırlar. David ve onun tarafındakiler bunu engeller ve dışarı çıkmak için ellerinden geleni yaparlar. Ama her taraf börtü böcekle doludur ve kaçmaları zor olacaktır.

David'in arabasına ulaştıklarında koca yaratık birkaç kişiyi daha yakalar. Arabaya bindiklerinde sadece 5 kişi kalmışlardır. Benzinleri bitene kadar yol alırlar ama araba durduğunda hala sisten kurtulamamışlardır. Kimse yaratık tarafından yenmek istemez ve ölmeyi tercih ederler. Ellerindeki silahtaysa sadece 4 kurşun kalmıştır..

6 yorum:

Öykücü dedi ki...

öyle bir yerde bıtrakmışsın ki hikayeyi.

Devamını da anlat lütfen.

cinar dedi ki...

Öykücüm herkes sonunu bilmek istemeyebilir diye yazmadım ama aslında son 1 dakikasına kadar falan anlattım yani :)
Madem merak ediyorsun hemen söyleyeyim fasulye :)
David 4 kurşunla arabadaki herkesi kafasından vuruyor, çocuğu da dahil. Sonra arabadan çıkıp haykırarak içindeki acıyı hafifletmeye çalışırken bir de bakıyor arkasından kurtarma ekipleri geliyor!! İşte bu noktada ben de haykırmaya başladım :)

Öykücü dedi ki...

Oha.Bu filmin senaristi gerçekten psikopatmış.İyi ki sinemada gitmemişim bu filme.

Sıdıka dedi ki...

Oy oy diyesim geldi :) Cok fena bitmis ama. Ben kitabini da okumamistim. Ama sanirim Stephen King'in romanlari filmlerinden dahakorkunc oluyor. Adamin oyle bir yaziyor ki araya "Bohhh" yasa yerinden ziplar insan. Ama The Shining'i unutmamak lazim ve Jack Nicholson'in ustun performansini. Korku filmi diyince aklima geldi Identity idi sanirsam ingilizcesi, Kimlik olarak cevrilmis olabilir. Seyretmis miydin?

cinar dedi ki...

@ Öykücüm Stephen abimizin kitabı dedim ya, psikopat olan o yani :)

@ Sıdıka Shining'i de Identity'i de seyrettim. J. Nicholson için söze gerek yok, Identity ise John Cusack'ın en başarılı filmlerinden biri bence. Süpriz sonuyla falan müthişti bence :)

Sıdıka dedi ki...

Haftasonu arkadaslar hadi bunu seyredelim deyip The Mist'i cikartinca kis kis gulmeye basladim. Sen seyrettin mi diye sorunca seyretmis kadar oldum dedim :) Herkes sonunda sok oldu tabi...Ben olmadim ehehee...

Ama cok gereksiz bir filmdi bence, ne korktum, ne gerildim ne efektler beni etkiledi. Hayal kirikligi.