17 Temmuz 2009 Cuma

The Escapist, 2008 (6,9)



Bir koşturmaca, bir telaş içinde başlar film. Birkaç adam daracık bir yerden geçer. Adamlardan biri geçmeden arkasına bakar. Biraz bekler. Gelen olmaz. Ne yapacağını şaşırmış bir hali vardır. Aniden biri daha çıkar geldikleri yerden. Ama bu beklenen adam değildir. Bekleyen adam son gelene “Perry?” diye sorar ve adamı duvara sıkıştırır. Adamın elinde bir fotoğraf vardır. Fotoğrafla geçiş iznine sahip olmuştur. İkisi de sırayla dar yerden geçerler.

Geçmişe döneriz bir anda. Demir parmaklıklar ardında, bir hapishanede buluruz kendimizi.



Frank Perry (Brian Cox) hücresinde tek başına kalmaktadır.



Lenny Drake (Joseph Fiennes) sürekli spor yapmakta ve gücüne güç katmaktadır.



Brodie (Liam Cunningham) Frank’in arkadaşıdır ve hapishane çevresindeki boruları çok iyi bilmektedir.

Batista (Seu Jorge) revirde çalışan ve hapishanedekilere uyuşturucu sağlayan mahkumdur.



Rizza (Damian Lewis) hapishanenin ağası konumundadır. Her şey ondan sorulur ve herkes ona hesap vermek zorundadır.

Tony (Steven Mackintosh) biraz da abisi Rizza’nın gücüne dayanarak tüm mahkumlar üzerinde hakimiyeti olduğunu düşünen biridir.



Hapishaneye yeni mahkumlar getirilir. Lacey (Dominic Cooper) de bu mahkumlar arasındadır ve Frank’ın yanına verilir. Geldiğinde verilen selamı bile almaz Frank. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz çünkü.

Bir gün Frank’e mektup gelir. Aslında bu duruma alışkındır. Çünkü periyodik olarak yazdığı mektuplar teslim alınmadığından iade gelmektedir. Ancak bu seferki kendi ismine gelir. Başkası tarafından kendisi için yazılmıştır. Merakla mektubu açar Frank. Masasının başında 7 yaşındaki haliyle fotoğrafı olan kızı hakkındadır mektup. Kızı artık 21 yaşındadır ve uyuşturucu bağımlısıdır. Bu nedenle iki kere ölümden dönmüştür. Bu kötü haberler karşısında yıkılır Frank. Kızı da olmasa onu hayata bağlayan bir şey olmayacaktır. Bu yüzden kaçmaya karar verir.

Frank çamaşırcıdır hapishanede. Büyük kurutma makinelerinin içindeki kapaktan havalandırma kanalına erişebileceğini düşünür. Ancak ondan sonrası için bir planı yoktur çünkü hapishanenin geri kalan kısmı hakkında bir fikri yoktur. Bunun için Brodie’ye başvurur. Ona planını anlatır ve havalandırmadan sonra neyle karşılaşacağını anlatmasını ister. Brodie anlatmak istemez önce. Frank’i sever ve kendisi olmadan bu işi başaramayacağını düşünür ve sonunda tamam der.

Bu sefer de kapalı kapılardan geçmelerini sağlayacak birine ihtiyaçları vardır. Akıllarına Drake gelir. Planı Drake’e anlatırlar. Çelik kapıları kesmek için onun bir fikri vardır.



Frank, Brodie ve Drake kaçış planları hakkında çaktırmadan iyileştirme ve geliştirme yaparken Tony bunu fark eder ve onları sıkıştırır.

Üçlü Tony’yi susturmak için ona en sevdiği şeylerden biri olan uyuşturucu vermeye karar verirler. Tony’nin istediği yarım kilodur. Bu kadarını bulmak mümkün değildir ama sorunu Batista’ya açıp karşılığında özgürlüğünü vermeyi teklif edince bu sorunu da çözmüş olurlar.

Bu arada Tony kafayı Lacey’e takmıştır. Frank Brodie ile planlar hakkında konuşurken Lacey’den odadan çıkıp dolaşmasını ister. Lacey odadan çıkınca kendisine doğru gelenler olduğunu görünce alt katlara doğru iner. Gardiyanlar ve mahkumların yönlendirmesiyle bir odaya girer. Tony odada onu beklemektedir. Lacey’i sıkıştırır ve ona tecavüz eder.

Bir gün Tony Frank’in odasına gelir. Lacey uyumaktadır. Tony Lacey’nin üzerine çıkarken Frank adama karışmaz. Ama Lacey uyanınca üzerinden atar Tony’i. Çok hiddetlenir ve eline geçirdiği sandalyeyle Tony’i ölesiye döver. Tony odadan çıkar ancak yürümeye bile hali yoktur. Yine de Lacey’i Rizza’ya şikayet edeceğini söyleyerek, sürünerek de olsa yürümeye çalışır. Merdivenlerin başına gelince aşağı kadar yuvarlanır ve ölür.

Bu haber duyulduğunda gardiyanlar Lacey’i alıp götürürler. Bu durum Rizza’nın kulağına gidince Lacey’e ulaşamadığından Frank’i odasına çağırır. Frank’e Lacey geri geldiğinde onu mutlaka kendisine göndermesini tembih eder.



Lacey cezasını çekip geri geldiğinde Frank’in gönlü onu Rizza’ya göndermeye razı gelmez ve ona kızının fotoğrafını verip diğerleriyle buluşacakları yere yönlendirir. Frank de mecburen Rizza’nın odasına gider. Asıl macera da bundan sonra başlar. Frank Rizza tarafından vurulur.



Frank arkadaşlarının peşinden gider ve kurşun yarasıyla zor da olsa onlara yetişir. Brodie, Drake, Batista ve Lacey ile hapishaneden kaçabilmek için önlerine çıkan her engeli aşmaya çalışır ve bunu başarırlar.



Ancak sonunda… Yok yok sonunu anlatmayacağım. O zaman zevki kalmaz değil mi? Sonu güzeldi aslında. İyi bittiğini söyleyemeyeceğim ama beni şaşırttı. O kısmı güzeldi bana göre. Kısaca bence güzel bir filmdi. Seyrederken sıkılmadım.

Filmin başından sonuna kadar da aklımda olan tek bir film vardı : Shawshank Redemption. Ne de olsa o da filmin başından sonuna kadar bir hapishanede geçiyor. Ve onda da bir kaçış planı var.

Film 2008 yapımı ve Rupert Wyatt tarafından yönetilmiş.



Frank rolündeki Brian Cox’un filmografisi oldukça geniş. Zaten çok tanıdık bir yüz. Rol aldığı tanıdık filmler Match Point, X2, 25th Hour, Adaptation, The Ring, The Bourne Identity, Kiss The Girls, The Fourt Floor.



Damian Lewis’i daha önce 2003 yapımı Dreamcatcher’da seyretmiştik. Diğer filmlerinden seyrettiğimiz olmamış henüz.



Joseph Fiennes’i asıl olarak Shakespeare In Love’dan biliyor olmamız gerekirdi ancak ben hala maalesef seyredebilmiş değilim. Altyazı sorunu nedeniyle ertelemiştim ama merakım hiç sönmedi itiraf edeyim. Seyreceğim umarım kısa zaman içince :) 2001 yapımı Enemy At The Gates’te de oynamış aslında.



Liam Cunningham’ı en son The Mummy : Tomb Of The Dragon Emperor’da seyretmişiz. Onun da kalabalık bir film listesi var aslında ama bilemedim onları.

3 yorum:

Vladimir dedi ki...

İlgince benziyor.. Shakespeare in love ı kesinlikle seyret, finaldeki romeo ve jülyet e biteceksin. artık altyazısı bulunuyor sanırım :))

denizanasi dedi ki...

şu hapishane filmlerini oldum olası sevemedim. bundan dolayı şu ünlü prison breaki de hiç seyredemedim. ama shakespeare in love filmini mutlaka seyretmelisin :)

cinar dedi ki...

@ Sevgili Vladimir, altyazı indirilebiliyor elbette :) bizimkinde bir sorun çıkmıştı sonrasında da hep sıraya başka filmler girdiği için ertelendi. ama aklımda :))

@ Sevgili Denizanası, Prison Break'ı ben de seyretmedim ama hapishaneli filmleri oldukça çok severim :) Diğer filmi de seyredeceğim teşekkürler :)