7 Eylül 2008 Pazar

Bound, 1996 (7,4)



Sevgili Abi’nin Speed Racer filmiyle ilgili yazıma yaptığı yorumla birlikte bu filmi çok merak etmiştim. Zaten ertesi günü de hemen oturup seyrettik Badem’le :) Ama yazmaya fırsatım olmamıştı şimdiye kadar. En kısa zamanda daha sonra seyrettiğimiz The Dark Knight (evet nihayet seyredebildik!) ve Melen Bağbozumu turumuzdan bahsedeceğim.



Corky (Gina Gershon) bir apartman dairesinde tek başına yaşamaktadır. Hayatını yaptığı tamiratlarla kazanmaktadır. Bir gün yan dairesine yeni komşular gelir : Violet (Jennifer Tilly) ve Caesar (Joe Pantoliano). İlk gün asansörde karşılaştıklarında Violet kaçamak bakışlarla Corky’ye bakar, onun tamirci olduğunu duyduğunda da bir yolunu bulup Corky’yi kendi evine çağırır. Bu karşılaşmada birbirleriyle yakınlaşırlar ve bir anda sevgili oluverir iki kadın.



Violet mutsuzdur, Joe onu bir bardan kurtarmış ve kendine esir etmiştir. Kadın Joe’dan ayrılmak ve kendi hayatını yaşamak istemektedir ama mafya olan Joe buna izin vermez.

Joe bir gün eve elleri kana bulanmış bir şekilde gelir. Ellerinde kanlı paralar vardır. Violet mafyaya alışık olsa da korkar. Parayı kandan kurtarıp mafya babası Gino Marzzone’a (Richard C. Sarafian) teslim etmesi gerekir. İşte tam bu noktada Violet içindekileri Corky’e açar ve iki kadın dahice bir plan yaparlar. Gino ve adamları Joe’nun evine gelerek parayı alacaklardır. Gino’nun oğlu Johnnie (Christopher Meloni), Joe’nun nefret ettiği adamlardan biridir ama yine de evine geldiğinde Gino’nun hatrına ona konukseverlik göstermek zorundadır. Seveceği içkiye kadar her şeyi hazır eder her ziyarette. Ancak bu sefer karşısında iki zeki kadın vardır ve hiçbir şey istediği gibi gitmeyecektir.



İçki şişesinin kazara kırılması, Violet’in evden çıkması, çantadaki paranın gazete kağıtlarıyla yer değiştirmesi, Joe’nun paranın yok olduğunu fark ettiğinde bunu Johnnie’nin yaptığına inanması, cinayetler, heyecanlar, korkular derken filmin güzel bir şekilde son bulması.

Daha fazla söze gerek yok, zaten büyük çoğunluğunu da anlattım. Ayrıntılar için mutlaka seyretmelisiniz bence. 1996 yapımı olan bu film gerçekten de Wachowski kardeşlerin yazıp yönettiği çok güzel filmlerden biri. Benim için Matrix’in yeri ayrıdır yine de :) Onu da yazıp yönetmişlerdi ki gerçekten çok başarılı bir filmdir Matrix serisi. V For Vendetta gibi harika bir filmin alt yapısında da varlar ki bu da başarılarını katlayan bir durum bence.

Film IMDB’de 7,4 puan almış.



Oyunculara gelince Jennifer Tilly’nin görünce şaşırdığım kadar çok filmi var. IMDB’ye göre 95 filmi var, seslendirmeleri de bu sayıya dahil. Stuart Little ve Monsters Inc. seslendirmelerinden bazıları. Film olaraksa bildiklerim arasında Jude Law’la birlikte oynadığı Music From Another Room ve Jim Carrey’nin muhteşem oyunculuğuyla bildiğimiz Liar Liar’ı sayabilirim.



Gina Gershon, daha az filmi olmasına rağmen daha tanıdık bir yüz. Benim için 1988’de Tom Cruise’ün başrolde olduğu Coctail ile başlayan yolculuğu 1997’deki John Travolta – Nicholas Cage başarısıyla ses getiren Face / Off filmiyle devam etti.

Hamiş : Film müziklerini bulamadım. Ama içimden Billie Holiday'i bu filme çok yakıştırdım nedense. O yüzden okurken dinlemeniz için Billie Holiday şarkılarından birini seçtim.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Eee ne demişler. Adam olacak yönetmen ilk filminden belli olurmuş :)

Vladimir dedi ki...

Andy ve Larry Wachowski biraderlerin ilk filmini severek izlemiştim. Çok ilginç kamera hareketleri ile bezenmiş sıkıcı olmayan bir filmdi. Gine Gershon dikkatimi ilk kez Showgirls isimli filmde ayağı kaydırılan (ne kaydırılmak ama) eski kaşar dansçı rolü ile çekmişti.

Wachowski biraderler de artık biraderler değiller. MAtrix'in son bölümünde gördüğü hormon tedavileri ve giydiği kadın giysileri ile Larry Wachowski kadın görünümüne çoktan kavuşmuştu. Cinsiyet değiştirme operasyonu sonrasında Wachowski Hemşireler/biraderle mi yoksa sadece wachowskiler mi demeli? Ya bence bunlar ayrı ayrı film yönetsinler, ayrılsınlar, böyle ce biz de daha çok wachowski imzalı film izlemiş oluruz. :)

cinar dedi ki...

@ Di mi ama canimcim? :)

@ Evet evet, ben de hep kardeşler dedim zaten biraderler yerine :) evet ya ben de daha fazla filmlerini seyretmek istiyorum Vladimir :)

Adsız dedi ki...

Varya tam yazıyordum Badem demiş aynı fikirdeyim!