9 Ağustos 2009 Pazar

Gake No Ue No Ponyo, 2008 (8,10)

Son zamanlarda çok film seyrettik. Ama sanırım % 90'ını yazamamışımdır. Seyredip seyredip yazmlıyım diyorum ama bir türlü fırsat yaratamadım kendime. Üzerinden zaman geçince de olmuyor işte. O eski tadı veremiyormuşum gibi geliyor. Aslında küçük notlar bile olsa yazmalı bu sayfalara.



Dün de oturduk Ponyo Ponyo Ponyoooooooooooo'yu seyrettik :) İsmi bu değil tabi de (en azından bağırarak 3 kere söylemiyorsunuz) ama sonunda çok şeker bir şarkı var. İşte orada böyle bağırıyorlar :)



Fujimato denizin altındaki evini korumaya çalışmaktadır. Bunun için her türlü deniz yaratığını evinden uzak tutması gerekir. Çeşitli büyülerle koruma sağlamış ve balık vs yi evinden uzak tutabilmiştir. Yine de meraklı gözlere engel olamaz. Ponyo (aslında bu asıl ismi değil, bu ismi ona daha sonra tanışacağı Sosuke takar, kendi ismi de P ile başlıyordu ama hatırlayamayacağım kadar uzundu maalesef) da meraklıdır. Babası Fujimoto'dan korksa da yuvasından çıkıp çevreyi dolaşmak ister sürekli.



Bir gün kaçar yine korunaklı evinden. Denizanalarıyla birlikte gezinir denizde. Ama bir anda bir geminin ağına takılır. Gemi balıklarla birlikte denizin dibindeki her türlü çöplüğü de doldurmaktadır ağına. Ponyo kendisine doğru gelen kavanozdan kurtulamaz ve başı kavanozun içine sıkışır. Yine de ağdan kurtulmayı başarır Ponyo, ama kavanozdan çıkamaz ve kıyıya vurur sonunda.



Sosuke (Hiroki Doi) annesi Risa'yla (Tomoko Yamaguchi) birlikte tepedeki kayalıklarda yaşar. Babası denizcidir ve ara sıra eve gelebilmektedir. Sosuke de deniz kenarında oynar hep. Bir gün yine tek başına oynarken denizde bir kavanoz görür. Kavanozun içinde bir şey vardır ama ilkten anlamaz ne olduğunu. Kavanozu alır ve içindekini çıkarır. Bu bir japon balığıdır! Sosuke'ye göre çok değerlidir ve onu alıp kovasına koyar. Bu sevimli japon balığı için Ponyo adını uygun bulmuştur.



Ponyo'yu evine götürür Sosuke. Okula çok geç kalmıştır. Annesi de huzurevine. Aceleyle evden çıkarlar. Sandviçlerini bile arabada yemek zorunda kalırlar. Ponyo'yu da unutmamıştır Sosuke. O da kovada, yanındadır. Sandviç ekmeğinden azıcık Ponyo'ya da vermek ister ama Ponyo başını sallar. Sosuke içindeki jambondan vermeye karar verir, Ponyo bir anda jambonun hepsini kapar ve afiyetle yer :)



Okula geldiklerinde Ponyo'yu çalılıkların arkasına saklar Sosuke. Ponyo'nun konuşabildiğini görünce çok şaşırır ve çok sevinir. Ponyo ismini çok sevmiştir. Sosuke'yi ve jambonu da çok sevmiştir :) Huzurevindeki ninelerden biri Ponyo'yu görünce bağırmaya başlar. Ona göre bu bir japon balığı değildir. Bu, küçük bir denizkızıdır ve denizkızları karaya çıkarsa felaket olur ve tsunami çıkar.

Gerçekten de Fujimoto Ponyo'yu aramak için suya hükmederek dalgaları şehrin üzerine gönderir. Sosuke kovasında Ponyo ile dururken sular gelip Ponyo'yu elinden alırlar. O gece Ponyo onu sevdiğini anlasın diye kovayı kapıdaki çitlere asar Sosuke.

Babası Ponyo'yu bir hava kabarcığına hapseder. Niyeti onu korumaktır. Ne de olsa insanlar zalim yaratıklardır. Denize zarar vermektedirler. Ama Ponyo Sosuke'ye gitmek ister. Büyü gücünü kullanarak ellerini ve ayaklarını çıkarır. Yavaş yavaş insan olmaya başlar denizin altında. Fujito önce şaşırır ama sonra anlar, Ponyo insan kanının tadına bakmıştır (Sosuke kavanozu kırmaya çalışırken elini kanatmıştır, Ponyo da bu kanı yalamış ve Sosuke'nin yarasını hemen iyileştirmiştir). Onu engellemeye çalışır büyüyle ve sonunda başarır. Ponyo bayılmıştır. Onu kardeşlerinin yanına bırakır. Ama Fujitomo'nun hesap etmediği bir şey vardır. Kardeşleri Ponyo'yu çok sever ve onun mutlu olmasını ister. Ponyo'nun etrafındaki kabarcığı hemen emer ve Ponyo'yu serbest bırakırlar. Ponyo kendine gelir ve yeniden insan olmaya başlar. Sonunda yine elleri ve bacakları çıkar, saçları uzar ve büyüyle o korunaklı evden çıkmayı başarır Ponyo.

Ama bunu yaparken Fujimoto'nun yıllardır uğraştığu korumayı da bozmuş olur. Üstelik topladığı iksirlerin hepsi de dağılmıştır. Ponyo dalgalarla yarışır, onlarla birlikte koşar ve Sosuke'yi arar.



Bu arada tsunami olmaya başlamıştır efsanedeki gibi. Dalgalar şehri basar aniden. Risa ve Sosuke evlerine dönmeye çalışırken Ponyo da dalgaların üzerinde koşarak onlara yetişmeye çalışır. Sonunda Sosuke görür dalgaların üzerindeki kızı.

Annesini durdurur, neredeyse rüzgardan Sosuke de denize uçacaktır ama annesi kurtatır onu. Ve sonunda Ponyo yola çıkmayı başarır. Risa bu küçük kıza yardım etmek ister ama Ponyo Sosuke'ye doğru koşar ve onun kucağına atlar. Sonunda Sosuke de anlamıştır onun Ponyo olduğunu.



Hep birlikte eve gittiklerinde Risa önce çocuklar ballı sıcak süt yapmak ister. Ponyo çok heyecanlıdır. Her gördüğü şey yenidir onun için. Koltukların, masanın üzerinde zıplar, atlar, beğendiği şeyleri kafasının üzerine koyar, eline alır ve zıplamaya devam eder :) Sosuke masaya oturunca o da oturur. Sosuke sütü içince o da içer. Sütünü bitirince jambon ister bu sefer. Risa da kalkıp jambonlu noodle hazırlar bu afacanlara.



Çocukların karnını doyurunca Risa huzurevine gitmek ister. Oradaki yaşlıları düşünür ve yardıma ihtiyaçları olduğuna karar vererecek çantasını hazırlar ve yola çıkar. Ertesi gün çocuklar uyandıklarında evlerinin kapısına kadar su geldiğini farkederler. Deniz yukarı kadar çıkmıştır. Sosuke annesini merak eder etrafı böyle görünce. Ama yüzerek huzurevine kadar gitmeleri mümkün değildir. Ponyo, Sosuke'nin üzüldüğünü görünce Sosuke'nin oyuncak gemisini kendilerinin sığabileceği bir büyüklüğe getirir büyüyle. Ve iki çocuk yola çıkarlar.

Denizin altında da bir yandan Fujimoto ve Ponyo'nun annesi arasında bir konuşma geçer. Annesine göre Ponyo istiyorla insan olmalı ve denizin yukarısında yaşamalıdır. Böyle bir efsane de vardır. Eğer onu olduğu gibi kabullenecek bir erkek bulursa sihir gücünü bırakarak insan olabilir Ponyo. Fujimoto bir sınav yapmaya karar verir bunun için. Huzurevindeki nineleri ve Risa'yı tatlı diliyle suyun altına çekmiştir. Sıra Sosuke'dedir. Acaba balık olduğunu bile bile Ponyo'yu kabul edecek midir yoksa o da suyun altına mı girecektir?



Miyazaki'ye hayranım ya. Adam nasıl da yapıyor böyle şeyler? Ponyo aslında 2008 yapımı. Hakkında bir sürü yazı da yazıldı, bazılarını okudum. Çoğunluğu çok beğenmemişti Ponyo'yu. Bu sevimli kızı beğenmemek nasıl mümkün olmuş anlayamadım ben. O konuşmalarına, koşuşlarına bayıldım ben :) Çoculuğunuzu çocuğunuzu alın ve arkanıza yaslanıp keyifle seyredin. Çocuğunuz yok mu bizim gibi? O zaman kendinize bir iyilik yapın ve kendiniz için seyredin şeker Ponyo'yu ve Sosuke'yi :)

İyi ki varsın be Miyazaki :))

5 yorum:

sufi dedi ki...

Sayende filmi izlemiş kadar olduk teşekkürler, ama tez zamanda izleriz yeniden inşaallah.Sevgilerimle.

7.oda dedi ki...

Öyküyle birlikte sabırsılıkla bekliyoruz ponyoyu :)
mononoke, totoro, kiki ve daha bir sürü güzel anime karakterini hayatımıza sokan miyazaki evet iyi ki var !!

Tabiat Ana dedi ki...

resimler süper pek izleyesim geldi elbette Dodıkkoyla:)

cinar dedi ki...

* Sufi *
Eminim beğeneceksiniz siz de :) sevgiler.

* 7. Oda *
Ya gerçekten öyle. Spiritied Away (orijinal ismini hatırlamıyorum) ve Moving Castle da süperdi :)

* Dodikçim bir Shrek kızı ama eminim bunu da sevecek :))

Güneşli Günler dedi ki...

Çınar, Miyazaki'nin dünyasına bayılıyorum. Ponyo'yu izlemedim, en kısa zamanda izleyeceğim ama söz sana.