9 Ocak 2008 Çarşamba

Sırası gelmişken


Bir sürü blog keşfettim bugün. Bazılarını yana ekledim ama sonra bir yazı yazasım geldi benim de.

Bloglar sayesinde amma da çok insan tanıdığımı ve hatta bazılarını şimdi yakınımda olan insanlardan daha fazla sevdiğimi farkettim. Bu iyi mi kötü mü?

Bugünlerde lanet işimi devredememiş olmanın verdiği ağır üzüntüyü yaşıyordum ki artık
ben de bıraktım kendimi. Yoo işi bırakamadım henüz ama kendimi bıraktım :) İşte o nasıl bir rahatlıksa artık yüzüme yansıyan, bugün kan tahlili için gittiğimiz sevgili doktor amcamız bile sende bugün bir gevşeklik var dedi.

Kan tahlilini "rutin" olarak yaptırdık. Hastanede çalışıyoruz ya, bu şekilde, senede bir kere
gidip kan tahlili yaptırarak hastanenin bize verdiği o büyük nimetlerden faydalanmış gibi hissediyoruz kendimizi :) Bizden aldıkları 3 tüp. O 3 tüp alınana kadar benden giden 1-2 ay. Her kan verişimde damarlarımı bulamayanlara içten içe kızışım, diğer hastalar adına üzülüşüm, işte bu yüzden iğneyi gözümde büyüterek ancak senede birde karar kılışım ve ben işte. Kan aldırmaktan deli gibi korkan bir ben.

Bugün değişik bir yemek denedik. Aslında bu aynı yemeği ikinci deneyimişiz. İkinci olduğu için yine de deneme sayılır mı yoksa o safhayı geçtik mi biz? Aslında lezzet olarak da değişik değil, görüntü farklı biraz. Biftekli makarna. Birazdan resimleriyle birlikte yazacağım. Yorumunu burda yapabilirim ama. Bence çok lezzetliydi. Makarnanın göbeklerimize ikinci kaıt atmakta usta olduğu kesin, ama bugün yanlarımda kanatlarım var ya benim, her şey tozpembe.

Bugün bir arkadaş gelecekti bize. Dünden haber vermişti hatta, akşam da bizde kalacaktı. Ben de planlarımı ona göre yapmıştım. Sabah dalgınlıkla pilatese hazırlık sırt çantamı bile almamışım yanıma. İş çıkışı ne spor ne sıkılaşma, direkt eve geldim o yüzden. Ama arkadaş gelmedi. Aslında bekliyordum bunu. Yani O'ndan ziyade bunu bekliyordum, yani gelmemesini. Çünkü genelde yaptığı bir şeydir bu. Karar verir sonra vazgeçer. Pilatese de onun yüzünden başlamıştım mesela. İlk birkaç derse geldi sonra vazgeçti. Ben vazgeçmedim ama. Benim için gerekliydi çünkü. Arkadaşın vesilesi iyi olmuştu.

Aynı arkadaş geçen sene de İngilizce konuşma kursuna heves etmişti. Hevesle gidip yazılmıştık. Sonra o vazgeçmişti, ben yine devam etmiştim. Bu sefer vazgeçme nedeni ud kursu almak istemesiydi. Günleri çakışıyordu. Sonra ud kursuna yazılıp ud siparişini verdi. Sonra vazgeçti, siparişi de iptal etti.

Bu sene bir de briç kursuna heves ettik elerimizle beraber. 4 kişi yazıldık. Arkadaş yine vazgeçti. 3 kişi hala gidiyoruz briçe. Ben, eşim ve o arkadaşın eşi :)

Sabahları işe taksiyle gidiyorum 1 haftadır falan. Havalar soğuk, otobüsler eskisi gibi dakika başı geçmiyor, geçen bir tane var zaten. Onu da yakalayabilene aşk olsun. Otomatik bir arabamız var. Eşim işe servisle gidiyor. Bizim badi her sabah gülen gözlerle bana bakıyor, ben adeta kaçıyorum ondan. Taksiyle giderken onu aldatıyormuşum gibi geliyor. Hava da soğuk ya, sanki ara sıra çalıştırıp ısıtmazsan üşürmüş gibi. Bir mahcubum badimize karşı :( Ama kullanamıyorum işte. Trafik korkum var. Ama hergün taksiyle gide gele o saatlerde yol oldukça boşken badiye atlayıp gitsem kazasız belasız işe gidebilirim gibi geliyor. Evle iş arası kaç kilometredir ben bilmem, gözümün hesap işlemi yoktur ama taksiyle 2 dakika kadar sürüyor sanırım. Yani hakikaten gözümü karartıp gidebilirim aslında. Bir de şu yokuşlar ve dar köprüler olmasa! Tabi bir de akşam trafiğinde eve dönme meselesi var. İşten herkesle birlikte çıkmayabilirim mesela. Ama o zaman da hava çoktaaaaan kararmış olur. Badiyle kısa yolculuklar yapsam da, tabi Badem yan koltukta direktif verirken, akşam karanlığında hiç başbaşa kalmadık kendisiyle. Yine de taksici Hüseyin Amca'yı beklemekten iyi olabilir.

Bu arada yol madem 2 dakika git işine yürüyerek demeyin.
1-ben hımbılım.
2-yol inerken hep yokuş aşağı.
3-düz olan yollardaki kaldırımlar hemen anayol kaldırımı olduğundan (ana yol dediysek otobandan bahsetmiyoruz) sulu havalarda üstüm başım sulanıyor, hiç hazetmiyorum!
4-sabahları ayaz oluyor.
5-geri gelmesi gidişten de beter, hep yokuş yukarı.

Acıdınız mı bana? :P

Değerlisine not: Kan tahlil sonuçlarım iyi çıktı.


7 yorum:

Öykücü dedi ki...

Kararsız arkadaşına çok güldüm:)Yine de sayesinde bayağı bir sosyalleşmişsiniz.Kızcağız fikir insanı belli, fikir vermeyi seviyor ama uygulamıyor:)Çünkü uygulama safhasında başka fikirlere yol alıyor.

Akşam gelmedi diye kızdın mı Ona?Esmer uzun olan arkadaşın sanırım(isim vermiyorum)Eminim mantıklı bir açıklaması vardır.Tatlı bi kız çünkü:)

Makarna tarifi müthiş.Makarnalar normalden kalın gibi geldi bana çınarım ya.Öyle mi?Özelliği mi var,özel bir marka mı tercih ediyorsun?

Birşeyler daha yazmak istiyorum.

cinar dedi ki...

Hmm sanırım kararsız arkadaşım hakkında bir tahmin yürüttüğün için polyannacılık yapmışsın biraz. Hayır uzunbacak değil bunları yapan. O çok keyfi davranmaz böyle durumlarda.
Bu tonton arkadaşımınsa tabi ki her zaman bir açıklaması vardır, ud dersi gibi, ama ben genelde gülemiyorum bu tip durumlarda. kızdım tabi, ama gelemeyeceğini haber verdiği mesajına cevaben kızdım. Özellikle arayıp kızmadım. Herkesin kendi yaşantısı, kendi tercihi sonuçta. Ben kızsam da gülsem de değişmeyecek kendisi. Onu bu şekilde kabul etmek lazım.

Makarnalar kalın evet. Onu yazmayı unutmuşum. Fırında makarnada kullanılan kalın makarnalardan kullanıyorum ben. Normal spagetti de kullanılabilir ama sanki bu tarifte kalın daha bir göz dolduruyormuş gibime geldi. Makarnada ankarayı tercih ediyoruz genelde :)

Ee niye durdun ve nokta koydun burada? :(

Tabiat Ana dedi ki...

Sevgili Çınar,
Bence şu trafiğe çıkma işini dene derim ben sana.Şöyle yollar boşken bir pazar sabahı işe git ve hiç durmadan geri gel alıştırma ve güven kazanma olur senin için.Bide bence eğer yalnız çıkabilecek kadar tecrübe ettiysey yanında birileriyle artık vaktidir.Yalnız trafiğe çıkmak hem daha kolay ilerleme sağlamana hemde hemde daha kısa sürede kendine güvenmene neden olur.Bide arabada yalnız olmanın tadı başkadır;)
Makarnalar süper tam öğle yemeğine yarım saat kala insanın gerçekten iştahını açıyor:)) ellerine sağlık
Kan tahlil sonuçlarının iyi çıkmasına sevindim.yazmayacağını düşünüp merak etmiştim sona eklemişsin.
sevgiler

Öykücü dedi ki...

Devam ediyorum:

Araba kullanmalısın be.Otomatik vites çok kolay.Yazın akşamları ama hava tam kararmadan saat 8 gibi denemeler yap.Trafik boşken.Sabahın köründe de olabilir tabi.Herkesin spor yapmaya kalktığı saat 5lerde trafik de boş olur.

Arkadaşın kim merak ettim.Akşam arayıp sorcam.:)

Öptümmm.

cinar dedi ki...

Sevgili Tabiat Ana :)

Canım benim çok teşekkür ederim ya.
Evet evet deneyeceğim yollar boşken araba kullanmayı. Hatta bu haftasonu yanıma bir kurban da alarak kaçılın yoldaaaaaaaan diye bağırmayı düşünüyorum :)

@ Öyküsan maceralarımı anlatmaya başlarım heralde en kısa zamanda. Ben de erken saatlerde çıkayım diye düşünüyordum ama 5 mi?!! :) Ben, ki haftasonları bile çok erken kalkarım biliyorsun, 7 gibi çıksak ne iyi olur diye düşünüyordum. Tabi Badem hayatta uyanamaz o saatte :) Annemi ya da uzunbacak'ı alacağım yanıma. Hadi bakalım :)

cakiltasi dedi ki...

çınarcım tembel teneke çakıl geldi :)
araba işini sallama bence de bizim ank'daki arabada otomatik. ilk alındığında hiç dokunmadım kullanmaya çekinmek sanırım. sonra bir kere aldım ondan sonra yolların fatihi oldum biliyorsun :)
istanbul'da bile yolları arşınladım onunla.
tahlillerinin iyi çıkmasına sevindim.
öptüm kocaman

cinar dedi ki...

Sevgili tembel tenekem :)

Hoşgeldin canımcım, doğrı diyorsun. Vallahi bu haftasonu kendimi aşarak evden taa Tansaş'a gittim. Şimdi tansaş da nere diyeceksin, bizim eve uzak öyle söyleyeyim. Uzak derken İstanbul şartlarını düşünmeyelim tabi hemen. En fazla 15 dk dır sanırım. Benim için büyük başarıydı ama. Sonuçta trafiğe çıktım! :)
Sonra da 3 kere lojman turu yaptık. Tabi karşımıza çok arba çıkmadı ama olsun. Kullandım yani :))

Ben de kocaman öptüm! :)