11 Ocak 2008 Cuma

Şarkı söylemek lazım

Hangi seneydi hangi televizyon kanalıydı hatırlamıyorum ama ismini hatırlıyorum : Akademi Türkiye. Diğer şarkı yarışmalardından farklıydı bana göre. Daha modern ve daha seçici buluyordum. Katılan yarışmacılardan birçoğu şimdilerin yıldızları. Mesela Barış Akarsu'nun sesi hakikaten güzeldi. Trafik kazasında gencecik hayatını kaybetti maalesef, bence gidecek çok
yolu vardı daha, çok şey başarabilirdi ama yarım kaldı.. Aynı dönemden birkaç isim daha
geliyor aklıma.  Mesela Özgür Çevik de dizi oyunculuğuna iyi tutundu (Yabancı Damat) ve bence hakikaten başarılı idi bu dizide. Diğerlerinin isimlerini unuttum şimdi. Ama onlar da çok güzel şarkı söylüyorlar ve hala göz önündeler..

Asıl yazmak istediğim şuydu aslında. Dün "Deaths of Ian Stone" diye bir korku filmi seyrettik. Çok güzeldi. Monster Inc.'i biliyor musunuz? Hani şu animelerde gerçek tüy teknolojisini kullanan ilk tür. İşte konu olarak ona çok benziyordu. İnsanların korkularından ve acılarından beslenen hasatçılar ve onlardan kaçmaya çalışan insanlar vs.. Bir ara anlatacağım. Konu bu da değil :)

İşte o filmden sonra televizyonu açıp da kanalları şöyle bir dolaşırken Akademi Türkiye'ye rastladım. Bir kanalda 2. yarışmayı başlatmışlar meğer. Ben de yeni başlarken yakalamışım. Sanırım ilk 5 kişi falan müzik okuyordu. Yani hakikaten bu konuda eğitim görüyorlardı bu yüzden de sesleri gerçekten güzeldi. Sanırım 10 kişinin falan performansını seyrettim sonra araya reklamlar girince ben kanal değiştirdim haliyle, dönene kadar birkaç kişiyi kaçırmışım.

Sonuç olarak seslerine ve kendilerine güvenen bu gencecik insanların (86 doğumlular falan vardı) idealleri peşinde koşmaları çok hoşuma gitti. Öyle yok popstar yok yıldız arıyoruz mudur nedir abuk subuk yarışmalardaki gibi tipler değillerdi çünkü. İnsanları ikiye ayırmak istemem ama okumuş görmüş insanlarla cahil insanların arasındaki fark dış görünüşten bile belli oluyor çoğu zaman, bunlarda bir kalite vardı. İşte dün yarışmada gördüklerimden bazılarına imrendim doğrusu. Daha yolun başındalar. Sevdikleri iş konusunda eğitim almak ve ilerlemek istiyorlar. Ne çok isterdim güzel şarkı söylemeyi. Bir kere hayalimdeki meslekte yazmıştım hatırlarsanız. Bir kafem vardı ve ben istediğim zaman çıkıp şarkı söylüyordum. Neler mi, mesela Zuhal Olcay'dan nameler, ya da Fikret Kızılok'tan, Nilüfer'den, Sezen Aksu'dan. Daha "soft" tabir edilen yumuşakbaşlı şarkılar söylemek ve sesimle insanları etkilemek isterdim.

Utanmayıp şarkı söylediğim zaman sesimi beğenir arkadaşlarım. Kulağım vardır ama sesim çok güçlü değildir maalesef. Üniversite bittiğinde şan dersleri falan almayı düşünmüştüm hatta. Ama fırsat olmadan buraya döndüm. Burda da nerde şan dersi falan? Kendi kendime söyleyip mutlu oluyorum işte. O da yeter bir yere kadar. Yoksa kendimi mi kandırıyorum? :)

6 yorum:

firdevs dedi ki...

Ara sira bizede sarki soylersen sevinirim :))

cinar dedi ki...

:) Ah nerde, kimbilir belki bir gün fonda beni dinlersiniz sevdiğim yorumcular gibi.
Teşekkür ederim :)

Asortik Krep dedi ki...

Ben yabancıların ve medeni insanların bu yönlerini çok seviyorum işte..Yaşı kaç olursa olsun hobisi ya da ilgilendiği konuda odaklanmayı seviyorlar.Mesela 59-60 yaşında bir kadın arkadaşım yıllar önce gördüğü bale dersinden çok mutlu olduğu için arada sırada buradaki bale okuluna takılıyormuş :) bir diğer arkadaşım sanırım 45-50 yaşlarında yan flüt dersleri alıyor..Bunu da ancak paylaşabilecekleri insanlara söylüyorlar benim gibi :))
AslındA insanları sınırlamasak, kaç yaşında olursa olsun istediği rengi giymesine fırsat bıraksak ya da isteDiği ilginin peşinden koşabilse..Ben bazen genel davranışlarda bulunuyorsam ve farkediyorsam herkes gibi davrandığımı hemen kendime diyorum ki zaten istediğin herkese bir fırsat tanımak ve yardımcı olmak değil mi..? O zaman yanlış davranıyorsun ya da düşünüyorsun..Hemen hatanı düzelt ve o kişiye yardımcı olacak nedenler yarat :) Sonra da kendimi tebrik ediyorum :) ve insanları anlamaları için bazılarına yardım ettiğimde hemen bakış açıları değişiyor.Demek ki birilerine yafta yapıştırmadan önce bir kaç dakika düşünsek düşüncelerimiz değişecek.Değişik bir fikirle gelen herkese aynı yöntemi uygulayıp bir kere de hayır demem.Toplumda mevkiinden dolayı istediği gibi yaşayamayan insanların mesleklerine de mutluluklarını yansıtacağını düşünüp taktir ederim.Bu yüzden şarkı söylemektEn vazgeçmeyin lütfen.En azından dostlarınızla paylaşın.

Şahsen ben dinlemek isterim :)

cinar dedi ki...

Çok teşekkür ederim Asortik krep. Ben kendimce söylemeye devam edeceğim zaten, en çok da Badem'in kulaklarında çınlayacağım sanırım :P
Düşüncelerine katılıyorum. İnsanların hiçbir şeyi takmayarak dilediklerince yaşamaları benim de çok taktir ettiğim bir durum. Açık fikirli olmak da bu bakımdan çok önemli. Ben de seni tebrik ediyorum o yüzden :)
Sevgiler,

Öykücü dedi ki...

İlerde pişman olmaktansa bir şeyler yap.İlla ders almana gerek yok.Şarkılarını kaydet blogunda yayınla mesela.Ya da başka bir blog aç burayla alakasız,deşifre olmamak adına:)şarkılarını yayınla araya çektiğin resimleri koy.Bir yerde sahneye çıkmış kadar olursun.

Hayatımmm...

Öptüm..

cinar dedi ki...

İlerde pişman olmak mı? Şey gibi olmuş bu, pişman olacağın bir şey yapma. Ama tam tersini söylüyorsun.. Pişmanlık evresini geçtim yahu. Şarkı söylemeyi çok seviyorum. Üniversitedeyken Peloşla yaptığımız kayıtlar vardı. O gitar çalıp ben şarkı söylerken. Kimbilir nerdedir şimdi. Peloş kesin silmiştir onları. Ama ben yenilerini oluşturacağım merak etme. Yayınlamak da isterim bir gün. Önce sana dinletir yorumlarını alırım ama. Başın biraz şişecek yani şimdiden demesi :))

Teşekkür ederim tam destek için.

Muck muck sevimli böcük :)