20 Kasım 2007 Salı

Hayat bu işte..

Dınnn!! Saat 06:30.

Hemen kalkmalıyız! Daha uyanıp kendimize geleceğiz.. Uyandık, kendimize geldik. Listemizi kontrol edip eksiğimiz var mı yok mu diye kontrol ettik. Her şey tamam. Yola çıkmaya hazırız..

Arabaya atladık. Eskiden hapishane gözüyle baktığımız lisemize gittik. Tam da vaktinde. 
Minibüs bizi bekliyor.

Etrafta oynayıp zıplayan bir de zıpır var! Ortak! :) Cooker mı ne, köpecik cinslerinden anlamıyorum. Şeker sahibesi öyle diyor. Ortak'la hemen arkadaş oluyoruz :)

Saat 07:00. Minik tur arabamız hareket ediyor ve yedigölleredoğru yola çıkıyoruz. Kahvaltı molasında arabamıza bir arkadaşı daha almak için köye uğruyoruz. Sabahın körü, ama ailecek kalkıp 16 kişiye kahvaltı bile hazırlamış Sezer ailesi.
Neler yok ki tepsilerde! Dumanı tüten gözlemeler, köy peynirleri, yağsız sacda pişen yumurtalar, zeytinler.. Karnımızı bir güzel doyurup 19 kişi olarak tekrar yola koyuluyoruz.

Yolda başımıza gelen kötü bir şey yok. Molada Ortak'ın çişini yapmasını saymazsak tabi.. Hayvan napsın, yıkanacak değil ya! Ama minibüsün içi dar. Koridorda bir aşağı bir yukarı gezindikçe kötü kötü kokular geliyor burnumuza :(

Neyse yedigöllere geldik. Bu ilk gelişimiz. Belki de o yüzden aşık oluyoruz manzaraya. İyi ki getirmişiz fotoğraf makinesini. Bir Badem, bir ben derken tam 430 resim çekmişiz. Bazıları da çok sanatsal :)





Tur rehberlerimiz 10 senedir sürekli gidip geldiklerinden bölgeyi çok iyi tanıyorlar ve her yere götürüyorlar bizi. Görmediğimiz göl, ağaç, yol kalmıyor. Batı Karadenizin en yüksek noktasına kadar çıkıyoruz.




Ama yorulduk artık. Üstelik acıktık da.. Zaten hava da kararmaya başlamış. Yemek saati diye inliyoruz. Herkes kendi için yemek getirsin dendi. Ama o ne? Herkes bir orduya yetecek şey getirmiş. Herkes bir çeşit ama. E bunlar anlaşmış o zaman! Allah'tan cimrilik edip de keki iki dilimle sınırlamamış pişirip kestiğim gibi getirmişim! :))


O ne börekler, mercimek köfteleri, kurabiyeler.. Bizim kek çerez gibi kaldı. Neyse kim neyi getirdi bilmiyoruz. Racon buymuş. Her şeyi herkes yapmış, herkesin eline sağlıkmış! Sevdim ben bu işi ya :)

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Çınarcım valla blog adına da uymuş resimler ne de güzel yazmışsın canım doğa çekti valla

cakiltasi dedi ki...

çınarcım fotolar süper:) buraya da pek yakışmış. özendim böyle bir geziye ayaklarınıza sağlık iyi ki gitmişsiniz de böyle fotolarla bizim de aklımıza bu geziyi sokmuşsunuz:)
öpüyorum kocaman

Öykücü dedi ki...

Fotolar bence de süper.Üf ya,iş yerinde sıkım sıkım sıkılan birine gösterilir mi bunlar :))

Ne güzel bir geziymiş:) Kekler,börekler,sabah kahvaltısı,doğa, ağaçlar..Muhteşem.

Sevgiler.

cinar dedi ki...

@ Edacım teşekkür ederim. Ben sonbahar temasına bayılırım zaten :)

@çakılcım tenk yuuuuuuu :) valla kesin gidin. Ama böyle manzaralar için ilk giriş yerindeki masalarda oturup mangal yapmak yerine dağ bayır gezmeniz lazım. Aslında benim aklım da mangalda kaldı ama işte tur rehberimiz bizi bırakmadı :))

@Öykücüm bayıldım ben de ya. Fotoğraf cicimiz de çok güzel, Melihcimiz getirmişti ta Amerikalardan, sağolsun. Yoksa öyle çok yetenekli falan değiliz yani :) Yemek konusunu hiç sorma :))

cinar dedi ki...

bu @ (et) işaretlerini de archisugardan çaldım bu arada :)) * (yıldız) yapıyordum aslinda ama yeterince dikkat çekmiyordu. Esradakini hep beğenirdim, sonunda çalmaya karar verdim :)

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Çınarrrrrrrr
Sorma sorma ben de çaldım Esra'dan.
Farkettin mi biloomda ?
Valla telif melif ne isterse veririm artık anacım.
Çok hoşuma gidiyordu napiiiim.

Fotolar süper bu arada.İyi yapmışsınız yıvrım,bu genç yaşlarda gezin tozunn gurban olurun sizee,biz kibin mortlayınca kaplıcalardan,fizik tedavilerden çıkamayacaanız hay yıvrım,peh eyi etmişiniz:)))

cinar dedi ki...

aa tabi tabi bilmez miyim? zaten sende de gördükten sonra çalabileceğimi farkettim ve gönül rahatlığıyla çaldım :)