
Modoko'yu bilenler bilirler. Kocaman bir yer. Bir caddesi de bebek mağazalarına ayrılmış. Ama o kocaman yerde topu topu 3 dükkanı beğenmiştik. Lara Baby, Çocuk Kalbi ve Yıldızlar Bebe Genç. Ereğli'ye döndüğümüzde yeni doğum yapmış olan bir arkadaşımızın da Lara Baby^den alışveriş yaptığını duyduk. Uzunbacak da Tunişkocumun oda takımını Çocuk Kalbi'nden almıştı. Onun mobilyası şimdiye kadar gördüğüm en güzel mobilya zaten. Mağazada gördüğümüzde de beğendik ama evdeki duruşu çok daha farklıydı. Meğer zevkli arkadaşım beğendiği modeli, beğendiği motiflerle süsleterek yaptırmış onu. Onda olmasaydı kesin biz de o modeli alırdık. Ama aynı olmasın dedik ve kararımızı Yıldızlar Bebe Genç'te kıldık. Mağaza sahibi Ümran Hanım müşterileriyle çok ilgili bir kere. Mobilyayı en ince ayrıntısına kadar anlatıyor, mobilyanın en güzel tarafı da ayrıntılarda gizli. Çekmece köşelerinin güvenlik nedeniyle fazlasıyla yuvarlatılmış olması, boyası, ray sistemi vs. Henüz kullanmaya başlamadık elbette. Daha bugün geldi zaten, dedikleri günde de teslim ettiler bu arada ki bu bir satıcıda en çok aradığımız özelliklerden biridir. Güvenilir olması çok önemlidir. Bu açıdan da güvenimizi boş çıkarmadı.
Bizim bebek odası yaptığımız oda eskiden misafir odasıydı. Bekarken kullandığım tek kişilik ikiz yatak, şifonyer, kitaplık ve annemin ta evlendiğinden kalma 4 kapılı bir gardrop vardı odada. kitaplık haricindekilerinin hepsini boşalttık. Bebek gardroplarının da en büyüğü 3 kapılı olduğu için başta siparişimizi karyola ve şifonyer olarak vermiştik. Ama siparişe yönelik çalıştıkları aklıma gelince Ümran Hanımı arayıp daha önceden bir mobilyacıya yaptırmayı düşünerek çizdiğim 5 kapılı dolaptan bahsettim. Tabi yaparız deyince çok mutlu oldum :) Bize bir de oyuncak sandığı ile 2 tane duvar rafı hediye ettiler sağolsunlar. Gerçi fiyat olarak diğer mağazalara göre biraz daha pahallıydı ama yine de değdi diye düşünüyorum. Mobilya bakan biri varsa Yıldızlar Bebe Genç'i öneririm kısacası.
Temizlik sonrasında 1 hafta kadar havalandıracağız mobilyaları. Aslında 1 ay kadar bütün kapaklar açık kalsın dediler ama biz temizleyip yerleştireceğiz yavaştan. Çünkü evin her heri her yerde halinden iyice gına geldi bana. Zaten bu aralar hormonlar tavan yaptığından mıdır nedir iyice tuhaf oldum. Hala temizlikçi bulamadığımız için de moralim çok bozuktu. Bu koca göbekli halimle yemek bile zor yaparken temizlik imkansız oldu. Geçenlerde bari azıcık ütü yapayım dedim. Sıcakta da hiç çekilmiyormuş. Çok yorulmadım gerçi ama sinirlerim çok bozuldu. Oturdum ağladım.
Sonra Grey's Anatomy'nin 6. sezonunu da bitirdim. Onun da sonunda ağladım. Halbuki hiç ağlamam böyle şeylere. Hele bir filme ağladığım çok sık görülen bir şey değildir. İşte dediğim gibi bana bir haller oldu :)
Kör Randevu’yu bitirdim. George Levanter her çeşit ortama rahatlıkla girip çıkan, kendini her türlü belanın içinde bulup onlardan da ustalıkla sıyrılmasını bilen bir iş adamı. Daha önce memnuniyetsizliğimi belirttiğim tecavüz meselesi bir arkadaşıyla ilgiliydi aslında. Gerçi aynı deneyimi bir kez de kendisi yaşadı. Ama kitap baştan sona bu konudan oluşmuyordu en azından. Ben çok beğenmedim yine de. Ama sevgili Vladimir ve sevgili 7. Oda’nın tavsiyeleriyle Çelik Bilye ve Şeytan Ağacı ile bir şans daha vereceğim bu yazara. Nermin Bezmen’in kitaplarından birine başlamayı düşünüyorum bundan sonra. Evde vakit geçmiyor zaten. Gerçi şu mobilya yerleştirmesi vs bir müddet oyalar beni. Bir de Badem’cim Mentalist’in 2. sezonunu hizmetime sunmaya hazırlanıyor :) Bakalım, bir sıraya koyacağız hepsini de.
Dün de Romantik Komedi’yi seyrettik bu arada. Aslında Uzunbacak çok seyretmek istiyordu ama onsuz seyrettik. Eğlenceliydi bence. Moral bozukluğu yaşadığım şu günlerde güzel kızlar, güzel mekanlar görmek iyi geldi. Yoksa film çok içerikli değildi yanlış anlaşılmasın. Hoş vakit geçirmek için güzeldi yalnızca. 3 güzel kadın. Biri yeni evli, diğerleri bekar. Esra’nın işini ve sevgilisini terk etmesini kutlamak üzere bara gider ve epey sarhoş olurlar. Bar çıkışı dizi oyuncusu Cem (Engin Altan) ve onun yakın arkadaşı reklam ajansında çalışan Mert (Cemal Hünal) ile tesadüfen karşılaşır hatta çarpışırlar bir araba mevzusu nedeniyle. Esra’nın aklı Mert’te, Didem’in (Sinem Kobal) aklı Cem’de kalır.
Esra bir iş görüşmesine gittiğinde tesadüfen Mert’le karşılaşır. İş görüşmesine gittiği şirkette çalışmaktadır Mert. Esra adama iyice abayı yakar. Didem’se kafayı Cem’le bozmuştur ama ona okuduğu kitaplarla taktik yapmaya çalışır kaçan kovalanır misali. Sonunda Cem’in de aklına düşer Didem. Bıdı bıdı bıdı ve mutlu sooooon :)