25 Mart 2010 Perşembe

Son Gelişmeler

Bundan önceki yazılarımı yazalı çok olmuştu aslında da, yayınlamaya ancak elim erdi (tıpkı bunu yazalı haftalar olduğu gibi).

İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Anneannem, ben o yazıları yazdıktan sonra bir kez daha Genel Yoğun Bakım’a indirildi maalesef. Hastanede çalışan biri olarak bir kez daha Allah kimseyi hastanelere düşürmesin diye dua ettim. Tanıdık biri yoksa işiniz çok zor gerçekten de. Burada olsa çoğu şeyi halledebilirdik ama elim ta Ankara’ya kadar uzanamadı. Sürekli telefonda kaldım. Yoğun bakım doktorlarıyla görüştüm sık sık. Son gidişinde biz durumunu stabilize ettik artık servise çıkabilir dediler. Ama servistekiler bir türlü almak istemediler. Neyse yoğun uğraşlar sonucunda yoğun bakım doktorlarından biri sağolsun, servis doktorlarıyla kavga etmeyi göze alarak servise çıkıp anneannemi zorla servise aldırttı. Biz de rahat ettik elbette. Çünkü yoğun bakımda olunca annemler falan hep koridorlarda kaldılar. Hasta yanına kimseyi almıyorlar çünkü. Günde bir kere 1-2 dakikalığına aldılar aldılar, onun haricinde ne hastayı görebiliyorsunuz ne de haber alabiliyorsunuz. Doktorlarla görüşmek zaten hayal. Nasıl bir hastanedir anlamadım ben. Ben telefon edip haberleri öğrenmeye çalıştım hep.

Neyse, servise geri çıktı anneannem. Ama yine doktorlarla görüşemiyorsunuz. Günlük vizite geliyorlarmış mesela, bütün hasta yakınlarını odadan çıkartıp doktor ve asistanlar olarak muayenelerini yapıp hemen gidiyorlarmış. Çıkınca falan da kimse görüşmüyormuş hasta yakınlarıyla. Bizimkiler yine kalakaldılar yani. Asistanlardan biriyle görüşebilmişler neyse sonunda. İşte biraz enfeksiyon + antibiyotik tedavisi. Bakalım, hala bekliyoruz. Neredeyse 15 gündür yatıyor anneannecim..


* * *

Bebek alışverişiyle ilgili www.bebekaskisi.com diye bir site önermiştim daha önce. Modeller çok cici gerçekten de, ama İstanbul’da yaşayan arkadaşlar için Tahtakalede aynılarının tanesini 2 TL’ye gördüğümü belirtmek isterim. İnternet alışverişini tercih edenler için www.ozelcan.com.tr adresi de çok iyi bir alternatif olabilir. Ankara’da yaşayan arkadaşlar, kendi mağazasına gidip peşin ödemek isterlerse epey indirim de yapıyorlar haberiniz olsun.

Dexter 4. sezonu da bitirdik. Hevesinizi kırmak istemediğim için her şeyi açık açık yazamayacağım ama son bölüm bizi şaşırttı ve üzdü. Melih’cim bir uyarıda bulunmuştu son sezonu seyretmemizden önce. Çok etkileyici, bence seyretmeyin demişti. Ben iki gün uyuyamadım demişti. Hoş, o kadar etkileyici bir durumla karşılaşmadık ve bunu arkadaşımızın her zamanki duygusallığına verdik ama son bölümde neden böyle bir şey yaptılar anlamadım. Diziden çıkan herkesi öldürmek zorundalar mı??

Empati güzel gidiyor. Daha yarısına bile gelemedim gerçi. Ama Adam Fawer’in iki kitabı da bana seyrettiğim dizileri ya da filmleri anımsattı. Empati’de de Heroes’u hatırladım misal. Renkler, duygular vs. Bakalım ilerleyen sayfalarda ne düşüneceğim.

Birkaç ay önce Dakyüzlerden sonra bir arkadaşımız daha işten ayrılarak şehir dışına taşındı. Yeni bir iş buldu. Eşiyle yazıştık geçenlerde. Her şey mükemmel diye cevap yazmış bana. Bu “mükemmel” kelimesini hep enterasan bulmuşumdur. Çok kullandığım bir kelime değil, belki de o yüzden. Özellikle yaşantım için hemen hemen hiç kullanmam. Belki gördüğüm bir fotoğraf ya da çiçek böcek vs için kullanabilirim ama sadece o kadar. İnsanın hayatındaki her şeye bakıp da her şey mükemmel diyebilmesi için kör gözlerle bakması gerektiğini düşünüyorum. Ya da kendini kandırması gerektiğini. Buradan çok kötü bir hayatım varmış izlenimi vermeyeyim. Çok şükür, her şey yolunda. Ama iş yerinde sıkıntılarım var, evde tamam Badem’le çok iyi anlaşıyoruz ama her evde olduğu gibi bizim de ara sıra ters düştüğümüz zamanlar olabiliyor vs, genel durumda en basitinden havalar bile kötü gidiyor yahu! Ben mi çok karamsarım ya da gerçekçiyim yoksa insanlar mı çok iyimserler ya da hayalperestler anlayamadım :)

3 yorum:

Karōshi dedi ki...

Bir kez daha geçmiş olsun. Umarım bu kez tam anlamıyla sağlığına kavuşur anneannen Çınar..

"Mükemmel" sözcüğünü, ben negatif anlamda kullandığımı fark ettim sen yazınca... Ne zaman ki kızsam öfkelensem... "Mükemmel" derim... ki birçok kişi de benim gibi kullanıyor:) Mükemmel sözcüğüne uzak yaşamışım demek ki hep..

cakiltasi dedi ki...

çınarım,
tekrar çok geçmiş olsun. doktorlara öfkelendim seni okurken. hasta yakınlarına bir şey bildirmemek ne demek. sürekli br kaf dağı hali. hepsi birer doktor house. sen zaten bu işin içindesin neler görüyorsundur. ama doktor adam entellektüel olmalı, insani olmalı, modern olmalı falan filan. hiç aram hoş değil kendileriyle:)

huysuz çakıl dellendi.

dexter'in son bölümünde ben de o arkadaşın gibi oldum. böyle bir moral bozukluğu, dünyayı tuhaf algılama. kendime gelmem uzun sürdü valla. ahh ahh yaplır mıydı bu dexter'a:)

bebiş hazırlıkları ne kadar çok di mi:) arada bloglarda görüyorum listeleri aman tanırısı diyorum. ben çok heyecanlanıyorum senin yerinde olsam kimbilir ne olurdum:)

karamsar değilsin çınarım her şey o kadar da mükemmel değil ne yazık ki! işte arada polyannacılık oynayıp bir süre öyle idare ediyoruz.

öptüm çok.

cinar dedi ki...

@ Zuihitsu, çok teşekkürler. kızdığım zaman ben de olumlu ve olumsuz iki kelimeyi yanyana getiriyorum sanırım genelde. aferin gerizekalı gibi :))

@ Çakılım, House olsalar en azından işlerinde çok iyiler dersin ya. bir de house'un yanında bir sürü eleman var, onlar sürekli iletişim halindeler sonuçta. House'tan ayrıca bilgi almaya gerek olmuyor (çok severiz de kendisini :) )

valla bebek hazırlıkları hem güzel hem değişik. konuştuk ya işte, insan kendiisinin olunca daha tuhaf geliyor. ama güzel aynı zamanda da. fikrine alışmak zor galiba başlarda. allah her isteyene versin :)

ben de öptüm.