16 Mart 2010 Salı

Çınar'ı beklerken

Pekmezi ciddi anlamda seven var mı? Peki, şöyle değiştireyim: pekmezi babamdan başka ciddi olarak seven var mı? :) Kansızlık başladğından beri (aslında çok da düşük değil de, kendi bünyeme göre düşük) pekmez yemeye çalışıyorum sabahları. O da midemi bulandırıyor. Yedikten sonra biraz uzanmam gerekiyor yani o kadar.

İş yerinde masamda da kuru üzümler, yaban mersinleri, kuru incirler. Yok yok :) Böyle giderse işe gelip giderken yuvarlanacağım..

Dün oturup Hayat Var’ı seyrettik. Filmle ilgili en hoşuma giden nokta film bittikten sonra Badem’in yaptığı yorum oldu :) Bazı filmlerden sonra ciddi ciddi yorum yapmasını istiyorum ondan. Ve benim anlamadığım ya da görmezden geldiğim gerçekleri bir çırpıda söyleyiveriyor. Bu da gerçekten çok hoşuma gidiyor. Hayat Var ile ilgili olarak da “büyük gemilerin yanında küçük gemiler de yaşamaya çalışır. Onlarda da hayat vardır ve her şeye rağmen yaşarlar çünkü hala umut vardır.” Sanırım sırf bu açıklama için bile seyredilebilir. Aslında filmin ilk 45 dakikasında neredeyse hiçbir şey olmadı diyebilirim. Oldukça sakin bir filmdi çünkü. Annesiyle babası boşanmış, babası ve hasta dedesiyle yaşamakta olan 13-14 yaşlarında bir kız var, Hayat. Okulda sorunlu, dışarıda kendi yaşıtında bir arkadaşı yok. Babasının büyük gemilere pazarladığı birkaç kadın var tanıdığı. Hayat’ın olgunlaşmasını zevkle seyreden bir bakkal, sürekli babasını arayan bir adam, annesinin yeni eşi ve bu eşinden olan “dünyalara bedel” oğlu, balık, gemi sireni, sandal, okul derken kendi çapında bir yaşam mücadelesi verir Hayat.. Reha Erdem yönetmiş filmi. Daha önce Korkuyorum Anne ve Kaç Para Kaç filmlerini seyretmiştik (bu ikincisini seyretmedim sanırım ben). Film 42. Siyad ödüllerinde en iyi film dahil 4 ödül almış. Badem sayesinde seyrettiğim bir film daha.

Yavaştan alışveriş listemizi hazırlamaya çalışıyoruz. Bir yandan heyecanlı ama bir yandan da korkuyorum aslında. Çevremde kötü örnekler de var iyi örnekler de. Bir kere çoğunluğun karşıma geçip de ay şöyle hayatınız bitecek, ay böyle dışarı çıkamayacaksınız, film seyredemeyeceksiniz falan demesine uyuz oluyorum. O şekilde yaşamayan arkadaşlarım da var sonuçta. Bebeğin hayatımıza getireceği olumlu taraflara bakmaya çalışıyorum bu aralar :) Ama yapılacak da çok iş var. Badana, mobilya ve diğer alışverişler, minik bebek kıyafetlerinin yıkanıp ütülenip yerlerine yerleştirilmesi, bu curcunada kendi sağlığıma da dikkat etmeye çalışmak, bir taraftan iş yerindeki gıcık ve bazen çok stresli olan işlerle ve kişilerle uğraşmak.. Derken 5 ay geçmiş aslında. Yarıyı geçirdik çok şükür..

Dexter’ın 2. sezonunu da bitirdik. Kısa bir mola vereceğiz. Zaten filmler de çok birikti. Diziye sarınca bir anda filmler arka plana atılıyor malum. Dexter da çok heyecanlı gidiyordu ama :)

Nip / Tuck’ta da sonun sonuna geldik. Sanırım dizinin tamamıyle bitmesine 4-5 bölüm kadar kaldı. Eskisi kadar heyecanlı değil gerçi ama merak ediyoruz Sean ve Christian daha başka neler yapabilir diye :)

Unutmadan bebek bekleyenler için alışveriş listelerine alabilecekleri çok cici bir şey göstermek istiyorum. www.bebekaskisi.com da çok cici askılar var. Ben aldım renkli ve üzerinde palyaço, kelebek vs olan tahta modellerinden. Çok da beğendim, aklınızda olsun. Minik bebek kıyafetlerini kendi kullandığımız askılara asmak mümkün değil çünkü. Çıtçıtlı body ler asılmasa da olur ama mont gibi şeyleri varsa asmak gerekecek.

2 yorum:

sessiz balik dedi ki...

ismini seveyim :) bir rumuz olmaktan çıkıp bir isim olacak olması Çınar ın süper bişey , Allah ona ismi gibi bir ömür versin işallah ...
Çınarcım bana yorumlar bırakmışsın mutlu oldum
bebekli hayat güzel ama bence hamilelik eğer sağlıklı isen çok daha güzel o günleri çok özlüyorum
tadını çıkar
fazla telaş yapma
hiçbirşey eksik kalmıyor
doğumdan sonra eve kapanıp kalma diye beni annem hergün dışarı gönderdi eksik varsa bile aldım geldim hem bana bahane oldu dışarı çıkmak için , bazı şeyler yaşayınca anlaşılıyor mesela ben bir iki önlük aldım ama bizimki çok sulu bir bebek oldu sonra çıkıp on tane birden aldım ya da yelekler örme idi giymedi oğlum sıkıldı gidip beş altı tane penye yelek aldım rahat ettim. çıtçıtlı bodyler bezler hesaplanmadan yapılıyor ben üç aylık olanları hiç kullanamadım bez şişince daralıyor diye gidip büyüklerini aldım vesaire vesaire
kolay gelsin
öptüm seni çok
mailim uzunbacakta var yazışalım derim:)

cinar dedi ki...

@ Sessiz Balık, ta liseden beri istediğim bir şeydi Çınar ismini çocuğuma koymak. Kız da olsa farketmeyecekti Badem çok sıcak bakmasa da :)
Annen çok akıllı kadınmış. Eve kapanmamak lazım. Doğum sonrası depresyonu denen bir şey var ne de olsa..
Bezlerince miniklerin dar geleceği hiç aklıma gelmemişti iyi mi? :) neyse göreceğiz artık..
Uzunbacak çok yoğun bu aralar. sen mailini benim cinardan@gmail.com adresime yollar mısın?