22 Aralık 2007 Cumartesi

"Takı"ntılarım :)



Öykücüm beni sobelemiş takıntılarım konusunda. Takıntılarıma geçmeden önce yine Öykücümün gönderdiği 
ve çok severek taktığım güzel "takı"mın resmini paylaşmak istedim sizlerle (Sevimli buzdolabı süsümüzü de uzunbacak almıştı)..

Asıl konuya gelirsek;

Ben ve takıntı, baya güzel bir ikili oluşturuyoruz sanırım :)

Biyocanın takıntılarında az buçuk belirtmiştim kendiminkileri.

@ Yolda yürürken çizgilere basmadan yürümeye çalışmak : Küçükken çok daha beterdim aslında ve yavaş yavaş atlattım bu takıntıyı. Şimdilerde daha çok oyun gibi benim için :)

@ Mutfak tezgahının her zaman temiz ve düzenli olması. Mümkün mertebede boş olması 
vs. Daha önce ablamla aynı evi paylaşırken en büyük sorunlarımızdan birinin benim bu tezgah düzeni takıntım olduğunu yazmıştım. Hala da takıntılıyımdır bu konuda ama çok faydasını görüyorum :)

@ Yatmadan ya da en kötü ihtimalle evden çıkmadan önce evi derleyip toplamak.
Öykücüm sen de bu konuda bir şeyler yazmıştın. O zamanlar aynı şeyi yapıyormuşuz diye gülümsemiştim. Ama yazı konusu ararken bunun bir takıntı olabileceğini farkettim. Bu da iyi takıntılarımdan biri aslında. Süpriz misafirlere karşı her zaman, en azından görüntü olarak, hazırızdır :) Ben bunları yaparken Badem de hep biri mi gelecek diye sorar. Belli mi olur değil mi? :)

@ Tuvalet kağıdı takıntım : Bu takıntım aslında tuvalet problemimden kaynaklanıyor. Kendi evimiz haricindeki tuvaletleri kullanmamayı tercih ederim genellikle. İlkokulda falan eve koşarak geldiğimi hatırlıyorum. Bütün bir gün tuvalete girmez, evin kapısından girerken altıma yapıverme güdüsüyle dolardım :) Lojmanlarda otururken, Allah'tan!, tuvaletimizle ev kapısı yanyanaydı. Ayakkabılarımı falan çıkarmadan direkt tuvalete giderdim :) Şimdi bu kadar kasmıyorum tabi kendimi. tuvaleti kullanmam gerekiyorsa; yine de en aza indirgeyerek kullandığım tuvaletlerde; duvardan geçebilecek 'pis'liklere karşı tuvalet kağıdını duvara değmeyecek şekilde döner hale getiriyorum: bana göre düz hale getiriyorum yani :)

@ Bütün dişlerim aynı çalışsın diye, sanki az çalışan diş "diş" işlevini yerine getirmeyecekmiş gibi, bir lokmayı yutmadan önce hem sağ tarafla hem sol tarafla çiğnerim :) Aslında bir yerde okumuştum. Örneğin çay karıştırırken hep sağ elinizi mi kullanıyorsunuz? Ara sıra sou da kullanarak beyninizin her iki lobunun da çalışmasını 
sağlıyormuşsunuz. Gerçi ben bu çiğneme mevzusunu çok önceden beri yapıyorum..

@ Ters duran terlik olduğunda hep rahatsız olur ve mutlaka düzeltirim onu. Yanyana durması falan önemli değil, tek derdim tabanının yere değiyor olması. Saçma ama içim rahat etmiyor nedense :(

@ Masa örtüsünün kenası, perdenin ucu mu bükülmüş, mutlaka kalkar düzeltirim. Bir düzen takıntım var dedim ya, bu da onun uzantısı sanırım. Yamuk duran tabloları düzeltirim, kıvrılan örtüleri düzeltirim, cd lerin biri biraz daha dışta mı kalmış, gider onu düzeltir hepsini bir çizgide sıralarım. Bir de alfabe takıntım vardır mesela. Filmler, kitaplar her şey alfabetik sıradadır bizim evde. Bu işimizi de çok kolaylaştırır tabi her aradığımızı koyduğumuz yeri çok iyi bilir ve hemen buluruz. Ama bizim düzenimizi 
farketmeyip ya da hiçe sayıp da bakmak için aldığı kitabı , cd yi farklı bir yere koyan
olursa çok kızarım.

@ Çekmece içlerinde bile rahatsız edici şekilde düzenliyimdir. Bazen çok sıkıcı oluyorum bu konuda, biliyorum. Mesela ince askılılar hep bir yerdedir, kalın askılılar başka bir yerde, üstelik bunlar koyudan açık renge doğru düzenle katlanmış giyilmeyi bekliyorlardır. Hani bir gün üşenip de kendi yerine koymazsam penyeyi o zaman ölmem ama yerini düzeltmem gerektiği konusunda aklımda her zaman bir ünlem işareti olur. Düzeltince rahatlarım :)

@ Daha fazla takıntılarımdan bahsedersem benden kaçabilirsiniz :) O yüzden bu yazıya tam da bu noktada nokta koymak isterim :) Lakin, çakılcımın ve sugarımın (archi) takıntılarını da ben çok merak ederim :)


5 yorum:

Öykücü dedi ki...

Okuduğum en eğlenceli takıntı yazılarından biri:)Çekmece içleri sisemine hayran oldum ayol.Asla öyle bir düzen oturtamam.Önnde saygıyla eğiliyorum:))

Çok öptüm:))

cinar dedi ki...

:) Gelirsem seninkileri de düzeltirim. Böyle bir takıntım da var, uzunbacak bilir puhaha :))

cakiltasi dedi ki...

çınarcım sen başak burcu olmalısın ya bu anlattıkların direkt başak burcu özelliği.
ben bi başak burcu olarak seni çok iyi anladım ama benim de hamura başka şeyler karışmış çünkü ben bi süre sonra koyveriyorum gidiyor. düzeni tam tutturamıyorum anlayacağın. kafamın kenarında köşesinde şunu şöyle yapmalıyım böyle yapmalıyım var ama enerji yok hehehe.

bu arada seninkiler takıntı değil hayatı kolaylaştırmak:P

öptüm kocaman

cinar dedi ki...

Çakılım başak burcu değilim. Akrep burcuyum hem de ağırından. Yükselenim de ikizler mi ne öyle bir şey. Burçları çok bilmem ben ama hani genel bir bilgi vardır, akrep dediğin kincidir, ısırdı mı koparır, akrep görünce kaçın vs. işte o tam da benim! :) Yakından tanıyanlar bilir çok kinciyimdir ama sevdim mi de tam severim, emrahın şarkısı gibi oldu bu :)
Başak burcu çok enerjiktir die bilrim ben, bir de yengeç ve başak burçlarıyla çok iyi anlaşırım. Burç çekmiş demek ki :)

cakiltasi dedi ki...

haha biliyorum akrep olduğunu.başak burcu özellikleri sezdim ondan dedim:) benim de yükselenim akrepmiş ama uymuyorum gibi sankim hehehe.

öptüm çok.