19 Aralık 2007 Çarşamba

Eski bayramlar

İyi bayramlar :)

Eskiden ne kadar heyecanli ve mutlu geçerdi bayramlar.. Aslında bunu daha çok büyüklerimiz söylerdi. Hatta biz küçükken bile söylerlerdi. Düşünün ki aradan çok uzun yıllar geçmemesine rağmen ben bile böyle söyler oldum.

Ama eskiler aklıma gelince gerçekten bu şekilde düşünüyorum.

Ben küçükken diye başlayacağım söze :) Öyleyse, ben küçükken:

@ Her bayram köye giderdik. Ananemlerle babaannemler aynı köyde oturuyorlar. Hatta arada sadece 2 ev var. Bir anlamda güzel bu. Bir taşla iki kuş vurup bir yolculukla iki sülaleyi de ziyaret etmiş oluyorduk. Ama anneannemlerde kalınca babaannemler gönül koyuyordu. Biz de aksi gibi abla kardeş anneannemlerde kalmayı seviyorduk :) Yine de iki gün kalacaksak biri birinde diğeri öbüründe şeklinde pay ediyorduk gece kalmalarını. Ay aklıma geldi de, zaten anneannem de her gidişimizde hatırlatır, sabahları kalkıp "anane! tereyağ, bal, mımırta!" diyerek peşinde koşarmışım :) Ne güzel günlerdi bak şimdi eskilere gittim yine. Şimdi büyüdük de zaten, kimselere eziyet olmayalım diye her işimizi kendimiz görmeye çalışıyoruz. Bir de her gün her gün yumurta falan yiyemem ben be, o neymiş öyle :)

@ Annemler, canlarım benim, her bayram elde avuçta yokken bile bize yeni bir şeyler alırlardı. Alamazsak annem dikerdi falan filan. Şimdi o heyecanı kaybettik sanırım ya. Çünkü kendim bile bayram heyecanına bürünüp yeni bir şey almak istemiyorum, büyükler alsa bile o çocukluktaki mutluluk olmuyor sanki.

@ Köyde kurban kesildiği zaman kurbanın başına gider dikilirdik çoluk çocuk. Şimdi bir yandan bu ne canilik, küçücük çocuğa bir hayvanın ölüşü nasıl seyrettirilir diye düşünüyor, diğer yandan da iyki de seyretmişim o yüzden bu kadar soğukkanlıyım diyorum kendi kendime. Bugün çocuğum olsa seyrettirir miyim bilmiyorum. Sanırım midesi kaldırıyorsa, korkmuyorsa ya da istiyorsa seyrettiririm. Belki de bu soğukkanlılık doğuştandır diyeceğim ama her doktor işine soğukkanlılıkla başlamıyordur bence. Sonuçta göre göre alışma gibi bir durum söz konusu. Çocuk yetiştirmek başlı başına zor bir şey zaten, bütün anneler, ne doğrudur ne yanlıştır çocuk için nerden bulup nasıl davranıyorsunuz? Başarılar diliyorum hepinize de :)

@ Köyde sülaledeki diğer çocuklarla şeker toplamaya çıkardık. Şimdi nerdeeeeeee? Şimdi kapı kapı dolaşan çocuklara kızıyorum üstelik. Gerçi bizim burda dolaşan çocukları sevmiyorum desem daha doğru olur. Çünkü kapıyı açıp da şeker ya da çikolata ne varsa tuttuğumda abla para yok mu diye soruyorlar. Çocuktur güler geçersin tamam ama, cidden mağdur olup başı eğik çocukları görüp de bu fırlamalarla karşılaşınca hem üzülüyor hem sinirleniyorum. Hayatta da böyle değil midir zaten? Gerçekten ihtiyacı olanlar hep daha ezik, sorulmadan asla ihtiyacını söylemeyen gururlu insanlar olmaz mı? Çünkü yırtık olanlar bir şekilde yolunu bulup geçinir giderler aslında. Asıl mazlum o sessiz kalabalıktır. Ben onlara üzülür onları bilirim. Zamane çocukları da bu yüzden sinirlendiriyor işte beni.

@ Yıtık diyince aklıma geldi. Hastanede işe ilk başladığım günlerde, SSK zamanında, yardım için poliklinik eczanesine inmişim. O zamanlar eczane deli gibi kalabalık. Günde 1500 hastaya reçete veriyoruz. Bilenler bilir SSK'lıların canı çok az olur ve her zaman parlamaya hazırdırlar (istisnalar hariç), SSK hastanesinde çalışan herkes onların verdiği paralarla çalışıyor gibi abuk subuk bir düşünceye sahiptirler çünkü. Bu insanlar hırala gürele sıraya girmeden ilaç almaya çalışır, verdiğin ilacı da beğenmezler. Bir de daracık camdan sana akıl öğretmeye çalışırlar. İşte böyle biriyle karşılaşmışım o gün. Daha yeniyim ya, herkes susup oturacağım zannetmiş. Ama ben de karşılık vermişim hemen karşımdaki adama. Neymiş o benden iyi bilirmiş ilacı. Verdiğim ilaç yanlışmış. İlk günden kavga etmeye başlamışım sorunlu insanlarla :) O zaman iş arkadaşlarım bana daha önce İstanbulda çalıştığın belli o yüzden böyle yırtıksın demişlerdi. Yırtık diyince aklıma bu geldi işte :)

@ Bayrama geri dönelim. Yine kurban kesme meselesine gelirsek bunun bir anlamda vahşet olduğunu düşünüyorum. Çünkü çoğu zaman amacına ulaşmıyor. Eski zamanlarda da zengin-fakir arasında uçurum varmış ve herkes et yiyemezmiş gerçekten. Şimdi de öyle olmasına rağmen insanlar kurban kesseler de fakir fukaraya dağıtamıyorlar eti. Çevremde genelde böyle. Cidden ihtiyacı olanlar yine ulaşamıyorlar ete. Üstelik bence et yerine ihtiyacı olan birine para vermek daha güzel. Belki o parayla et alır belki çocuğuna mont alır, ne bileyim evinin ihtiyaçlarını karşılar. Yanlış anlaşılmasın ben de inançlı bir insanımdır ama dini eskiden olduğu gibi kabul etmekten ziyade güne ayak uyduracak şekile getirmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Sonuçta her şey Allah'la kul arasında bence.

@ Neyse ağır konulara girmek istemiyorum. Kimse kimsenin içini bilemez öyle değil mi?
Son olarak tekrar iyi bayramlar diliyorum hepinize. Eski günlerdeki gibi tatlı geçmesi dileğiyle..

2 yorum:

Tabiat Ana dedi ki...

sevgili çınar,
gerçekten insan yaş aldıkça eski bayramları pek bir yadeder oluyor;)
mutlu güzel bayramlar

cinar dedi ki...

sevgili tabiat ana,
gecikmiş de olsam iyi bayramlar dilerim minik doga ve sevgili esinle.
Umarım her şey iyi gitmiştir bayram süresince ve öyle de devam eder.
Sevgiler..