9 Temmuz 2007 Pazartesi

festival havası

Of epeydir yazamadım. İş yerindeki yoğun işlerimiz hala bitmedi. Başımıza öyle büyük bir dert açtılar ki.. Hala işin içinden çıkamıyoruz. Üstelik verdikleri şifreleri de henüz kullanamıyoruz. Daha o kısmı halledememişler çünkü!!

Haftasonu festivalimiz vardı. Eskilerden "Çilek Festivali" olarak anılan, sonraları uluslarası olması için (ne alaka ben anlamadım gerçi) büyük patronun "Sevgi, Barış, Dostluk Festivali" olarak değiştirdiği şu meşhur festivalimiz.

İyi (burda iyi sosyetik anlamında da kullanıldı) sanatçılar geldiğinden televolelere falan bile çıktık! Bu sene çok sönktü gerçi. Kenan Doğulu falan da geldi ama geçen senelerdeki gibi kalabalık, iğne atsan yere düşmez durumları olmadı.

Cumadan başlayan festival için biz önce evde hazırlıklarımızı yaptık. Buzbağımızı ve tirbüşonumuzu aldık. Çekirdeğimizle birlikte 4 kişi olduğumuzu düşünerek 4 ayrı çöp poşetimizle minik açılır kapanır sandalyelerimizi de sırtlarımıza alarak yola çıktık. Yol dediğim de yürüyüş mesafesiyle 10 dakka falan :)

Biz eşimle gittik limandaki kayalıklara bi güzel kurulduk. Fonda Hüso, ayaklarımızın dibinde ışıl ışıl parlayan bir deniz, balık kavgası yapan martılar, kayaların altında dolanan kedi ve tabi çekirdeğimizle keyfimize diyecek yoktu. Dakyüzlerin de katılımıyla şişenin dibini gördükten sonra halkımın arasına karışmak için tekrar yola çıktık. Bu yol da siz diyin 7 dakka ben diyim 8 dakka sürdükten sonra sahneye yakın ama kalabalıktan uzak bir çimenlik bulup minik sandalyelerimizi açtık. İlk akşam yaz bekarı gibi çıktığımız için kaba etlerimize kadar donduk!

Bi zamana kadar soğuktan tir tir titreyen ben ve Dakyüz, eşlerimizin getirdiği sıccak gözlemelerin ve Feronun, Emre Aydın-Mirkelam gibi güzel şarkıcıların şarkılarını söylemesinin de etkisiyle tepinmeye başlamışız. Biz tepinmeye devam ederken Hüso ve Fero da birlikte cebelleştikten sonra sıra havai fişeklere gelmişti. Aha en sevdiğim bölüm! Zıp zıp olduk çıktık sonunda. Bademle Osi bu işe çok şaşırdı. Bizim kefiyler de hafiften gıcır olmuştu. Günün en güzel anlarına bu şekilde veda ettik.

Cumartesi günüyse şimdi mi sonra mı kararsız kalarak biz yine Bademle önden indik festivale. Dakyüzler ve Uzun bacaklarla (koca ayak :) ) 8,5-9 gibi buluşmaya karar versek de Dakyüzler de Uzun bacaklar da totolarını kaldırıp gelemediler 10 a kadar. O arada Badem sıkıntıdan eve gitti (daha doğrusu ben gönderdim). Ben Kenanı görücem ve hatta sonrasında havai fişekleri de seyredicem die inat ettim. Ettim de başım göğe erdi! 10 u geçerken Uzun bacaklar geldi. Dakyüzler en son 10 a doğru Bademi arayıp daha evde olduklarını söylediklerinden onlardan umudu kesmiştim zaten..

İzel konserine son verirken eh artık Kenan da çıkar diye düşündüm ama atlet üzerine t-sihrt, onun üzerine uzun kollu penye, onun üzerine kazak, onun üzerine polar giymeme rağmen üşüdüğüm için Mr. Doğuluya diye feryat edip gitme kararı aldım. Uzun Bacaklar da aynı fikirde olduklarından ayrıldık. Ben otobüsün kalkmasını beklerken Kenan çıktı, iki şarkı bile söyledi.. Ben hala otobüsteyim. Üşüdüğüme mi, Mr. Doğuluyu duyup da göremememe mi, amma memeli oldu, istediğim zaman evime gidememiş olmama mı yanayım bilemedim. Ama sonunda eve ulaştığımda gözlerimden yorgunluk ve uyku akıyordu. Başka bir zamanda görüşmek üzereydi..

Hiç yorum yok: